Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
PALAEONTOLOGIST : English Turkish

n. paleontolog, taşılbilimci

PALAEONTOLOGY : English Turkish

n. paleontoloji, taşılbilim

PALAEOZOIC : English Turkish

adj. paleozoik, birinci zamana ait

PALAEOZOIC : English Turkish

n. paleozoik dönem, birinci zaman

PALAESTRA : English Turkish

n. eski yunanistanda spor salonu

PALAMINO : English Turkish

n. altın renkli at

PALANQUIN : English Turkish

n. tahtırevan

PALATABLE : English Turkish

adj. lezzetli, hoşa giden, makbul

PALATAL : English Turkish

adj. damağa ait, damak

PALATALIZE : English Turkish

v. damaktan söylemek

PALATE : English Turkish

n. damak, damak zevki, ağız tadı, tat alma

PALATIAL : English Turkish

adj. saray gibi, görkemli

PALATINATE : English Turkish

n. palatinlik, palatin hükümdarın yönettiği ülke

PALATINE : English Turkish

n. palatin, damak kemiği

PALATINE : English Turkish

adj. damak, palatin

PALATINE TONSIL : English Turkish

n. bademcik

PALAU : English Turkish

n. Palau Cumhuriyeti, Okyanusya'nın Karolin Adaları'nda bulunan ulus; Meksika'da madenci yerleşkesi; bir soyadı

PALAUAN : English Turkish

n. Palau Cumhuriyeti'nde konuşulan dil

PALAUAN : English Turkish

adj. Palau ile alakalı; Palau'dan

PALAUAN : English Turkish

n. Palaulu; Palau'lu kimse

PALAVER : English Turkish

n. palavra, boş lâf, pohpohlama, yerlilerle görüşme

PALAVER : English Turkish

v. yerlilerle görüşmek, palavra atmak, yağ çekmek, pohpohlamak

PALE : English Turkish

n. yetki alanı, sınır, kazık, akça

PALE : English Turkish

v. solmak, rengi atmak, rengi solmak, sönük kalmak, soldurmak, kazık çakmak, sınırlandırmak, kazığa oturtmak

PALE : English Turkish

adj. sararmış, soluk, solgun, benzi atmış, renksiz, uçuk, açık, sarı