Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
PHARSI : English Turkish

n. İran'da konuşulan Fars dili

PHARYNGAL : English Turkish

adj. gırtlak, boğaz, gırtlak kemiği

PHARYNGEAL : English Turkish

adj. gırtlak, boğaz

PHARYNGITIS : English Turkish

n. farenjit, yutak iltihabı

PHARYNGONASAL : English Turkish

n. burun ve boğaz

PHARYNGONASAL : English Turkish

adj. burun ve boğaz ile ilgili

PHARYNX : English Turkish

n. yutak

PHASE : English Turkish

n. safha, evre, faz, aşama, bölge, kesim

PHASE : English Turkish

v. aşamalı olarak yapmak, değişik fazlar uygulamak, safhalarla gerçekleşmek

PHASE DOWN : English Turkish

v. aşamalı olarak azaltmak, fazını küçültmek

PHASE IN : English Turkish

aşamalı olarak kullanmaya başlamak

PHASE OUT : English Turkish

aşamalı olarak durdurmak, aşamalı olarak azalmak, safhalarla bitmek

PHASIC : English Turkish

adj. faz, safha ile ilgili

PHEASANT : English Turkish

n. sülün

PHEASANTRY : English Turkish

n. sülün yetiştirme yeri

PHEIDIAS : English Turkish

n. (MÖ.
432 civarında) Parthenon üzerindeki çalışmalara nezaret eden antik Atinalı heykeltraş, Phidias

PHENIC : English Turkish

n. fenik

PHENOL : English Turkish

n. fenol, asit fenik

PHENOLOGY : English Turkish

n. doğal olayların devrelerini inceleme

PHENOMENAL : English Turkish

adj. doğal olaylarla ilgili, olağanüstü, harika

PHENOMENALISM : English Turkish

n. fenomelizm

PHENOMENON : English Turkish

n. olgu, fenomen, algılanabilen şey, bilince yansıyan olay, doğal olay, harika, olağanüstü şey

PHENOTYPE : English Turkish

n. fenotip, kalıtımla oluşan dış görünüş

PHENYL : English Turkish

n. fenil, tek değerli kök

PHENYLIC : English Turkish

adj. fenil