Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
PICAREL : English Turkish

n. istrongilos

PICARESQUE : English Turkish

adj. haydutlarla ilgili (roman), hırsız ve suçlularla ilgili

PICAROON : English Turkish

n. sabıkalı, hırsız, korsan, korsan gemisi

PICASSO : English Turkish

n. Pablo Picasso (
1973), 20'nci yüzyılın en tanınmış sanatçılarından biri olarak kabul edilen İspanyol ressam ve heykeltraş; bir soyadı

PICAYUNE : English Turkish

n. beş paralık şey, önemsiz şey

PICAYUNE : English Turkish

adj. önemsiz, beş paralık, adi

PICAYUNISH : English Turkish

adj. önemsiz, beş kuruşluk, adi

PICCALILLI : English Turkish

n. karışık turşu, baharatlı turşu

PICCANINNY : English Turkish

n. zenci çocuk [kötü], yerli çocuk [avus.]

PICCOLO : English Turkish

n. küçük flüt, küçük piyano, pikolo

PICK : English Turkish

n. kazma, kürdan, seçme, seçenek, hasat, toplanan ürün miktarı, burun karıştırma

PICK : English Turkish

v. toplamak, koparmak, yolmak, ayıklamak, didiklemek, karıştırmak (burun), kemirmek, seçip almak, seçmek, küçük küçük yemek, gagası ile toplamak, delmek, kazmak, çapalamak, sivri bir şeyle açmak (kilit vb.), yankesicilik yapmak, çekiştirmek

PICK A BACK : English Turkish

adj. omzunda, sırtında

PICK A QUARREL : English Turkish

kavga çıkarmak, aranmak

PICK A QUARREL WITH SMB : English Turkish

v. kavga çıkarmak

PICK AND CHOOSE : English Turkish

titizlikle seçmek

PICK AT : English Turkish

mızmızlanarak yemek, zorla yemek, burnunu sokmak, karışmak, kusur bulmak

PICK COURAGE : English Turkish

v. cesaret toplamak

PICK HOLES IN : English Turkish

kusur bulmak, ince eleyip sık dokumak, ince alay etmek

PICK ME UP : English Turkish

n. canlandırıcı içki, canlandırıcı şey

PICK OAKUM : English Turkish

üstüpü kullanmak, hapishanede yatmak

PICK OFF : English Turkish

koparmak, alıp götürmek, kaldırmak, bir bir vurmak (silahla)

PICK ON : English Turkish

dadanmak, sataşmak, uğraşmak (biriyle), kusur bulmak

PICK ONE'S TEETH : English Turkish

dişlerini karıştırmak

PICK ONESELF UP : English Turkish

toparlanmak, yerden kalkmak