Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
PICK OUT : English Turkish

seçmek, ayırmak, ayırt etmek, anlamak, ortaya çıkarmak, dinleyip notalamaya çalışmak

PICK OVER : English Turkish

ayıklamak, ince eleyip sık dokumak, burnunu sokmak, karışmak

PICK POCKETS : English Turkish

yankesicilik yapmak

PICK SPEED : English Turkish

v. hız kazanmak, hız toplamak

PICK TO PIECES : English Turkish

çürütmek (tez), ağır eleştiri yapmak, didiklemek

PICK UP : English Turkish

v. toplamak, toparlamak, yerden kaldırmak, almak, arabaya almak, arabayla almak, kaldırmak, adam seçmek (oyun), tutuklamak, algılamak, kavramak, kafası almak, toparlanmak, iyileşmek, dostluk kurmak, hızlanmak, hız kazanmak, kazmak

PICK UP A LANGUAGE : English Turkish

v. dil öğrenmek, yabancı dili kapmak

PICK UP A LIVEHOOD : English Turkish

v. hayatını oradan buradan kazanmak

PICK UP ONE'S STRENGHT : English Turkish

v. toparlanmak

PICK UP ONE'S STRENGTH : English Turkish

v. kuvvetlenmek

PICK UP THE GAUNTLET : English Turkish

düelloyu kabul etmek

PICK UP THE GLOVE : English Turkish

meydan okumaya karşılık vermek, düello davetini kabul etmek

PICK UP THE TAB : English Turkish

para çekmek, ödemek

PICKANINNY : English Turkish

n. zenci çocuk [kötü]

PICKAX : English Turkish

n. kazma

PICKAXE : English Turkish

n. kazma

PICKED : English Turkish

adj. seçme, seçkin, seçilmiş

PICKER : English Turkish

n. toplayıcı

PICKEREL : English Turkish

n. turnabalığı

PICKET : English Turkish

n. kazık, nöbetçi, gözcü, ileri karakol, grev gözcüsü

PICKET : English Turkish

v. kazıklarla çevirmek, kazığa bağlamak, nöbetçi dikmek, gözcü dikmek, grev gözcülüğü yapmak

PICKET FENCE : English Turkish

n. tahta parmaklık, daraba

PICKET ROPE : English Turkish

n. kazık ipi

PICKING : English Turkish

n. toplama, aşırma

PICKING AND STEALING : English Turkish

aşırma