Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
POMP : English Turkish

n. tantana, görkem, debdebe, ihtişam, şatafat

POMPANO : English Turkish

n. palamut [zool.]

POMPEII : English Turkish

n. İtalya'nın güneybatısında antik bir şehir (Vezüv Yanardağı'nın patlamasıyla MS. 79'da yok oldu)

POMPEIIAN : English Turkish

n. Pompeili yada orada yerleşmiş kimse

POMPEIIAN : English Turkish

adj. Pompeii ile yada orada yaşayanlarla alakalı

POMPEY : English Turkish

n. portsmouth deniz üssü, portsmouth şehri

POMPON : English Turkish

n. ponpon, toparlak püskül, yıldızçiçeği türünden çiçek

POMPOSITY : English Turkish

n. kendini beğenmişlik, kendini kafdağında görme, azamet, gösteriş, görkem

POMPOUS : English Turkish

adj. kendini beğenmiş, azametli, cafcaflı, görkemli, şatafatlı, tantanalı, şişirilmiş (dil)

PONCE : English Turkish

v. pezevenklik etmek

PONCE : English Turkish

n. pezevenk, kadın satıcısı, muhabbet tellalı

PONCHIELLI : English Turkish

n. bir soyadı; Amilcare Ponchielli (
1886), en çok "La Gioconda" operası ile tanınan İtalyan besteci

PONCHO : English Turkish

n. panço

PONCING : English Turkish

n. pezevenklik

POND : English Turkish

n. gölet, gölcük, havuz

PONDER : English Turkish

v. iyice düşünmek, kafa yormak, kafa patlatmak, düşünüp taşınmak, ölçüp tartmak, ölçüp biçmek

PONDER ON : English Turkish

üzerinde düşünmek

PONDER OVER : English Turkish

üzerinde düşünmek, düşünüp taşınmak

PONDER UPON : English Turkish

v. üzerinde düşünmek

PONDERABILITY : English Turkish

n. ölçülebilirlik, tartılabilirlik

PONDERABLE : English Turkish

adj. tartılabilir, tartıya gelir

PONDEROSITY : English Turkish

n. ağırlık

PONDEROUS : English Turkish

adj. ağır, hantal, sıkıcı, hareketsiz

PONE : English Turkish

n. mısır ekmeği [amer.], oyuna başlayan taraf (iskambil)

PONG : English Turkish

n. pis koku, gürültü