Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

POOR WRETCH : English Turkish

zavallı adam, adamcağız

POORHOUSE : English Turkish

n. yoksullar yurdu, düşkünler evi, darülaceze

POORLY : English Turkish

adj. keyifsiz, rahatsız, hasta

POORLY : English Turkish

adv. fena, kötü, yetersiz, olumsuz

POORNESS : English Turkish

n. yoksulluk, fakirlik, yetersizlik, verimsizlik

POOTERISH : English Turkish

adj. (İngiliz İngilizcesi) iddaalı, küstah, kendini beğenmiş

POP : English Turkish

n. patlama sesi, patlatma, ateş etme, tabanca [amer.], içecek (alkolsüz), rehin, baba, babalık, pop, pop müzik

POP : English Turkish

adj. popüler, pop müziğe ait, pop

POP : English Turkish

adv. pat diye, birden, ansızın

POP : English Turkish

interj. pat, güm, dan, küt

POP : English Turkish

v. patlamak, ateş etmek, ateşlemek, patlatmak, sokuvermek, pat diye sormak, çabucak giymek, rehine koymak [brit.], çıtçıtlamak, çıtçıtla iliklemek

POP ART : English Turkish

pop art

POP EYED : English Turkish

adj. patlak gözlü

POP GROUP : English Turkish

n. pop müzik grubu

POP IN : English Turkish

çıkagelmek, pat diye gelmek, habersiz gelmek, sokuvermek, takıvermek

POP MUSIC : English Turkish

pop müzik

POP OFF : English Turkish

çekip gitmek, ölmek, kıyameti koparmak, ortalığı birbirine katmak, bağırıp çağırmak

POP OUT : English Turkish

v. yuvasından fırlamak (göz)

POP SHOP : English Turkish

n. rehinci

POP SINGER : English Turkish

n. pop şarkıcısı

POP SONG : English Turkish

n. pop şarkısı

POP THE QUESTION : English Turkish

evlenme teklif etmek

POP UP : English Turkish

v. çıkagelmek, pat diye gelmek, habersiz gelmek

POPCORN : English Turkish

n. patlamış mısır, popcorn

POPE : English Turkish

n. papa