Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
POSITION : English Turkish

v. yerleştirmek, koymak, yerini belirlemek

POSITION FINDER : English Turkish

n. yer belirleyici, konum belirleyici

POSITION OF TRUST : English Turkish

güven gerektiren görev

POSITIONAL : English Turkish

adj. duruma bağlı, pozisyona bağlı

POSITIONAL PLAY : English Turkish

n. belli bir noktada oynama [spor.]

POSITIVE : English Turkish

n. pozitif, olumlu derece, kesin şey, pozitif görüntü (film)

POSITIVE : English Turkish

adj. pozitif, müspet, olumlu, mutlâk, kuşkusuz, kesin, emin, dogmatik, inatçı, tam, artı, belirgin

POSITIVE ANSWER : English Turkish

olumlu cevap

POSITIVE ELECTRODE : English Turkish

n. anot, pozitif elektrod, artı yüklü uç

POSITIVE POLE : English Turkish

pozitif kutup, artı uç, artı yüklü uç, anot

POSITIVE PRESCRIPTION : English Turkish

zaman aşımı ile kazanılan hak

POSITIVE SIGN : English Turkish

artı işareti

POSITIVELY : English Turkish

adv. pozitif olarak, kesin olarak, kesinkes, mutlâk, olumlu biçimde, tam olarak, emin bir şekilde, emin olarak

POSITIVENESS : English Turkish

n. pozitif olma, olumluluk, kesinlik, inanç, güven

POSITIVISM : English Turkish

n. pozitivizm, olguculuk, pozitif din

POSITRON : English Turkish

n. pozitif elektron, artı elektron

POSITRON EMISSION TOMOGRAPHY : English Turkish

pozitron emisyon tomografi, vücuda pozitron yüklü madde enjekte edilerek ve iki saatlik bir süre zarfında gama ışınlarını kaydetmek suretiyle vücut dokularının ayrıntılı görüntüsünün elde edilmesi yöntemi (Tıp)

POSIX : English Turkish

n. UNIX tabanlı seyyar işletim sistemleri arayüzü, UNIX tabanlı işletim sistemleri için standartlar derlemesi (Bilgisayar)

POSOLOGY : English Turkish

n. ilaç miktarları bilgisi

POSSE : English Turkish

n. birlik, takım, heyet

POSSESS : English Turkish

v. sahip olmak, elinde bulundurmak, egemen olmak, kurcalamak (zihin), hakim olmak, tutmak

POSSESS ONE'S SOUL IN PEACE : English Turkish

v. kafasını dinlemek, başını dinlemek

POSSESS ONESELF : English Turkish

kendini tutmak, kendine hakim olmak

POSSESS ONESELF OF : English Turkish

v. ele geçirmek, sahip olmak, zaptetmek

POSSESSED : English Turkish

adj. cinli, perili, çılgın, deli