Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
PUTTING GREEN : English Turkish

deliğin etrafındaki çimenlik (golf)

PUTTING IN ORDER : English Turkish

n. sıralama

PUTTING OUT : English Turkish

söndürme

PUTTING TO DEATH : English Turkish

n. öldürme

PUTTY : English Turkish

n. macun, camcı macunu, oyuncak, kukla

PUTTY : English Turkish

v. macunlamak, macunla sıvamak

PUTTY KNIFE : English Turkish

n. macun spatulası

PUTTY UP : English Turkish

v. macunlamak

PUTUMAYO RIVER : English Turkish

n. Putumayo nehri, And'lardan doğan Kolombiya'nın güneyinden akarak Brezilya'nın kuzeybatısında Amazon'la birleşen Güney Amerika'da bir nehir (nehir Kolombiya'nın Ekvador'la sınırını ve Kolombiya'nın Peru ile sınırının büyük kısmını oluşturur)

PUZZLE : English Turkish

n. bilmece, muamma, bulmaca, şaşkınlık, kafası karışma, tereddüd, yap boz

PUZZLE : English Turkish

v. şaşırtmak, kafasını karıştırmak, düşündürmek, şaşırmak, karışıklaştırmak, kafası karışmak, kafa patlatmak, muamma gibi gelmek

PUZZLE HEADED : English Turkish

kafası karışmış, şaşkın

PUZZLE LOCK : English Turkish

n. şifreli kilit

PUZZLE ONE'S BRAINS : English Turkish

v. kafa yormak, kafa patlatmak

PUZZLE ONE'S HEAD : English Turkish

v. kafa yormak, kafa patlatmak

PUZZLE OUT : English Turkish

çözmek, bulmacayı çözmek

PUZZLE OVER : English Turkish

kafa patlatmak, çözmeye çalışmak

PUZZLED : English Turkish

adj. şaşkın, kafası karışmış, karışmış, şaşırmış

PUZZLEMENT : English Turkish

n. muamma, anlaşılmaz şey, şaşırtıcı şey, bilinmez, şaşkınlık

PUZZLER : English Turkish

n. kafa yoran kimse, akıl ermez kimse, muamma, bilinmez, anlaşılmaz şey

PUZZLING : English Turkish

adj. anlaşılmaz, kafa karıştırıcı, şaşırtıcı, bilmece gibi

PV : English Turkish

fotovoltaj, ışığa maruz kaldığında elektrik üretebilen, ışık yada radyasyona maruz kaldığında elektrik üretme

PVC : English Turkish

n. polivinil klorid, çeşitli ürünlerde kullanılan termoplastik reçine

PVR : English Turkish

kişisel video kayıt cihazı, bir sabit diske video kaset olmadan video kaydı yapabilen interaktif TV kayıt cihazı

PVT : English Turkish

n. sıradan er, erbaş rütbesi altındaki her asker