Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

PUT SMB. ON HIS OATH : English Turkish

v. yemin ettirmek

PUT SMB. ON ONE'S GOOD BEHAVIOR : English Turkish

terbiyeye davet etmek, terbiyeli olmasını istemek

PUT SMB. OUT OF COUNTENANCE : English Turkish

akışlarıyla utandırmak, şaşırtmak

PUT SMB. OUT OF TEMPER : English Turkish

v. kızdırmak, sinirlendirmek, tepesini attırmak

PUT SMB. TO CONFUSION : English Turkish

v. mahçup etmek, utandırmak

PUT SMB. TO HIS OATH : English Turkish

v. yemin ettirmek

PUT SMB. TO HIS TRUMP : English Turkish

zora sokmak

PUT SMB. TO INCONVENIENCE : English Turkish

v. rahatsız etmek, sıkıntı vermek

PUT SMB. TO SHAME : English Turkish

v. mahçup etmek, rezil etmek, utandırmak

PUT SMB. WISE TO : English Turkish

v. haber vermek, haberdar etmek

PUT SMB.'S NOSE OUT OF JOINT : English Turkish

gözden düşürmek, ayağını kaydırmak, papucunu dama attırmak, burnunu sürtmek, kırmak, kızdırmak

PUT SMTH. ACROSS : English Turkish

v. anlatmak

PUT SMTH. IN HAND : English Turkish

v. elinde tutmak

PUT SMTH. OUT OF IT'S MISERY : English Turkish

v. öldürüp eziyetten kurtarmak

PUT STITCHES IN : English Turkish

v. dikmek, dikiş atmak

PUT THE BITE ON SMB : English Turkish

askı yapmak

PUT THE BLAME ON SMB : English Turkish

v. suçu yüklemek, suçlamak, suçu üstüne atmak, sorumlu tutmak

PUT THE CART BEFORE THE HORSE : English Turkish

tersinden yapmak

PUT THE CLOCK BACK : English Turkish

eskiye dönüş yapmak, saati geriye almak

PUT THE FINISHING TOUCHES : English Turkish

v. son rötuşları yapmak

PUT THE HEX ON : English Turkish

v. nazarı değmek

PUT THE KETTLE ON : English Turkish

su kaynatmak, çaydanlığı ateşe koymak

PUT THE LID ON SMTH : English Turkish

ardağı taşıran son damla olmak, yasaklamak, üstüne tuz biber ekmek, yasak etmek, engellemek, sonu olmak

PUT THE WIND UP SMB : English Turkish

n. endişelendirmek

PUT THROUGH : English Turkish

telefonu bağlamak, bağlamak [tel.], bitirmek, yapmak