Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
REFRIGERANT : English Turkish

adj. soğutucu, serinletici

REFRIGERATE : English Turkish

v. soğutmak, dondurmak, buzdolabında saklamak

REFRIGERATED : English Turkish

adj. buzdolabında

REFRIGERATING : English Turkish

adj. soğutucu, soğutma

REFRIGERATION : English Turkish

n. soğutma, dondurma

REFRIGERATOR : English Turkish

n. buzdolabı, soğutucu

REFRIGERATOR CAR : English Turkish

frigofirik vagon

REFRIGERATOR LORRY : English Turkish

n. frigofirik kamyon

REFRIGERATOR TRUCK : English Turkish

n. frigofirik kamyon

REFRIGERATOR VAN : English Turkish

n. frigofirik vagon, frigofirik kamyon

REFRIGERATOR VESSEL : English Turkish

n. frigofirik gemi

REFUEL : English Turkish

v. yakıt ikmali yapmak, benzin almak

REFUGE : English Turkish

n. sığınak, barınak, kalacak yer, refüj, iltica

REFUGE : English Turkish

v. sığınmak, kalmak, kalacak yer bulmak

REFUGEE : English Turkish

n. mülteci, muhacir, sığınan kimse

REFULGENT : English Turkish

adj. parlak, pırıl pırıl, ışıl ışıl, göz alıcı, görkemli

REFUND : English Turkish

n. para iadesi, geri ödeme

REFUND : English Turkish

v. iade yapmak, yeniden sermaye sağlamak, geri ödemek, geri vermek (para)

REFURBISH : English Turkish

v. cilasını tazelemek, yenilemek (ev veya mobilya)

REFUSAL : English Turkish

n. red, ret, olumsuz cevap, reddetme, kabul etmeme, ayrıcalık, inkâr, rüçhan hakkı, ilk seçme hakkı

REFUSE : English Turkish

adj. istenmeyen, işe yaramaz, döküntü, süprüntü

REFUSE : English Turkish

n. döküntü, kırpıntı, süprüntü, çöp, artık, atık

REFUSE : English Turkish

v. reddetmek, kabul etmemek, geri çevirmek, izin vermemek, ayak diremek, direnmek, karşı koymak, kaçınmak

REFUSE POINT BLANK : English Turkish

v. kesinlikle reddetmek

REFUSNIK : English Turkish

n. SSCB'yi terketmeye teşebbüs ettiği için cezalandırılan ve çıkış vizesinden mahrum bırakılan Rus Yahudi