Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
REPETITION : English Turkish

n. tekrar, yinelenme, tekrarlama, ezberden okuma, taklit, kopya, suret

REPETITION WORK : English Turkish

seri üretim

REPETITIOUS : English Turkish

adj. tekrarlayan, tekrarlayıp duran, gereksiz tekrarlar içeren

REPETITIVE : English Turkish

adj. tekrarlayan, tekrarlı, tekrarlayıp duran, gereksiz tekrarlar içeren

REPINE : English Turkish

v. yakınmak, söylenmek, şikâyetçi olmak, küsmek

REPINING : English Turkish

adj. söylenip duran, şikâyetçi, hoşnutsuz, asık suratlı, küskün

REPLACE : English Turkish

v. yerine koymak, değiştirmek, yenisiyle değiştirmek, yerine geçmek, yerini almak, yerini tutmak, geri ödemek, yerine bakmak, vekâlet etmek, ahizeyi yerine koymak

REPLACEABLE : English Turkish

adj. değiştirilebilir, yeri doldurulabilir, yerine geçilebilir

REPLACEMENT : English Turkish

n. yedek, değiştirme, yerine koyma, yerine geçen kimse, protez

REPLACEMENT PART : English Turkish

n. yedek parça

REPLANT : English Turkish

v. yeniden dikmek, yeni ağaç dikmek, yeşillendirmek

REPLAY : English Turkish

n. tekrarlama maçı, tekrar yayınlama

REPLAY : English Turkish

v. yeniden oynamak (maç)

REPLENISH : English Turkish

v. yeniden doldurmak, doldurmak, ikmal yapmak

REPLENISHMENT : English Turkish

n. tekrar doldurma, ikmal

REPLETE : English Turkish

adj. dolu, dopdolu, tıka basa doymuş

REPLETION : English Turkish

n. doluluk, fazla dolu olma, doyma, tokluk, dolgunluk

REPLEVIN : English Turkish

n. gasp davası, gasp edilmiş eşyayı geri alma davası, gasp edilmiş malın iadesi hükmü

REPLICA : English Turkish

n. kopya, reprodüksiyon, eserin sanatçının kendi yaptığı kopyası, tıpatıp aynı, eşi

REPLICATE : English Turkish

v. kopya etmek, aynını yapmak, tekrarlamak

REPLICATION : English Turkish

n. cevap, yankı, eko, kopya, aynısı

REPLY : English Turkish

n. cevap, yanıt, karşılık, cevaba cevap

REPLY : English Turkish

v. cevap vermek, yanıtlamak, karşılık vermek, cevaba cevapla karşılık vermek

REPORT : English Turkish

n. rapor, tutanak, bildiri, haber, bilgi, karne, söylenti, dedikodu, ün, şöhret, patlama sesi, silâh sesi

REPORT : English Turkish

v. rapor etmek, anlatmak, söylemek, bildirmek, ihbar etmek, hazır bulunmak, görünmek, sunmak (yasa vb.), muhabirlik yapmak