English Turkish
REPORT TO : English Turkish
v. sorumlu olmak, karşı sorumlu olmak
REPORTABLE : English Turkish
adj. bildirilmesi zorunlu, vergiye tabi
REPORTAGE : English Turkish
n. röportaj
REPORTEDLY : English Turkish
adv. söylentiye göre, söylendiğine göre
REPORTER : English Turkish
n. muhabir, haberci, raportör, bilgi veren kimse, muhbir
REPOSE : English Turkish
n. dinlenme, uyku, sessizlik, sükunet
REPOSE : English Turkish
v. dinlenmek, yatmak, dinlendirmek, yatırmak, ebedi istirahatte olmak, dayanmak, yaslanmak, güvenmek
REPOSE IN : English Turkish
v. güvenmek, bel bağlamak, ümit bağlamak
REPOSE ON : English Turkish
v. dayanmak, yaslanmak, üzerinde düşünmek, yatırmak, uzatmak
REPOSE ONESELF : English Turkish
yatmak, uzanmak, dinlenmek, istirahat etmek
REPOSEFUL : English Turkish
adj. dinlendirici, huzurlu, sakin
REPOSITORY : English Turkish
n. depo, ambar, mahzen, zengin kaynak, dolap, kutu, muhafaza, sırdaş
REPOSSESS : English Turkish
v. tekrar ele geçirmek, yeniden sahip olmak
REPOUSSE : English Turkish
n. kakma işi
REPREHEND : English Turkish
v. azarlamak, paylamak, kusur bulmak, şiddetle eleştirmek, ihtar etmek
REPREHENSIBLE : English Turkish
adj. azarı hak eden, kınanması gereken
REPREHENSION : English Turkish
n. azar, paylama, kınama, ihtar
REPRESENT : English Turkish
v. temsil etmek, temsilciliğini yapmak, vekâlet etmek, vekili olmak, tarif etmek, betimlemek, simgelemek, göstermek, sunmak, belirtmek, ifade etmek, canlandırmak, oynamak, sahneye koymak
REPRESENTATION : English Turkish
n. temsil, temsilcilik, vekillik, oyun, piyes, simge, sembol, işaret, beyan, fikir belirtme, sitem, ibraz, sunma, tasarım [fel.]
REPRESENTATIVE : English Turkish
n. acenta, temsilci, mümessil, vekil, milletvekili, örnek, tipik örnek
REPRESENTATIVE : English Turkish
adj. temsil eden, temsilci, temsilen, sembolik, kişileştiren, örnek, tipik, karakteristik
REPRESS : English Turkish
v. bastırmak, önlemek, baskılamak, baskı altında tutmak, içine atmak
REPRESSION : English Turkish
n. bastırma, tutma, zorla önleme, zaptetme, baskı, psikolojik baskı, bilinçaltına itme
REPRESSIVE : English Turkish
adj. bastırıcı, baskılayıcı, önleyici, baskı yapan, ağır
REPRIEVE : English Turkish
n. cezanın ertelenmesi, rahatlama, ferahlık
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani