Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
REWORD : English Turkish

v. başka kelimelerle ifade etmek, yeniden kelimelere dökmek

REWRITE : English Turkish

n. yeni yazım

REWRITE : English Turkish

v. yeniden yazmak, tekrar yazmak, düzelterek yazmak, yeni baştan yazmak

REWRITE MAN : English Turkish

n. yeniden yazan kimse

REWRITING : English Turkish

n. yeni baştan yazma

REX : English Turkish

n. kral, hükümdar

REXINE : English Turkish

n. (Marka) suni deri türü, imitasyon deri

REYKJAVIK : English Turkish

n. İzlanda'nın başkenti

REYMOND : English Turkish

n. bir erkek ismi; bir soyadı

REYNARD : English Turkish

n. tilki

RF : English Turkish

adyo frekansı, bir istasyonun yayın yaptığı radyo dalgalarının frekansı

RF : English Turkish

n. rutherfordium, radyoaktif transuranik (uranyum ötesi) element; ayrıca unniqualdium'da denen (Kimya)

RFC : English Turkish

n. yeni yada güncellenmiş İnternet standartları için önerileri içeren belgeler serisi (Bilgisayar)

RFD : English Turkish

n. kırsal alanlara ücretsiz teslimat, uzak bölgelere ücretsiz posta teslimatı

RFID : English Turkish

adyo frekans tanımlaması/kimliği, radyo dalgaları ile gönderilen verileri kaydetmek için otomatik izleme ve tanımlama sistemi ve mal koli yada bagaj hareketlerini takip etmek için kullanılan küçük etiketleri kullanarak uzaktan kontrol sistemi ile gönderilen verileri saklamak için otomatik elektronik takip ve tanımlama sistemi (sistem orjinalinde sığırları takip etmek için geliştirildi)

RGB : English Turkish

n. kırmızı yeşil mavi, bilgisayar ve televizyon ekranında görüntü elde etmek için kullanılan ışığın temel renkleri

RGB MONITOR : English Turkish

kırmızı yeşil mavi ekran, ayrı ayrı olarak temel renklerin her birinden (kırmızı, yeşil, mavi) girdi sinyallerini kabul eden monitör

RH : English Turkish

n. rodyum, platinyum ailesinden nadir bulunan metalik element (Kimya)

RH : English Turkish

n. al yanaklı maymun (rhesus) faktörü, kırmızı kan hücrelerinin yüzeyinde bulunan kalıtsal antijen (Tıp)

RHADAMANTHINE : English Turkish

adj. Rhadamanthus ile alakalı

RHADAMANTHUS : English Turkish

n. (Yunan Mitolojisi) Zeus ve Europa'nın yeraltı dünyasındaki ölü ruhların hakimi olan ve hükümlerinde acımasız ama doğruluktan şaşmayan oğlu

RHAETIAN : English Turkish

n. İtalya-isviçre ve Avusturya-İsviçre arasında sınır bölgesinde yaşayan yada ikamet eden kimse

RHAETO-ROMANCE : English Turkish

adj. Rhaeto-latin dillerine ait

RHAPSODIC : English Turkish

adj. rapsodi, rapsodiye benzer, coşkun, heyecanlı

RHAPSODICAL : English Turkish

adj. rapsodi, rapsodiye benzer, coşkun, heyecanlı