English Turkish
ROOM TEMPERATURE : English Turkish
oda sıcaklığı
ROOM TOGETHER : English Turkish
v. birlikte oturmak, aynı evi paylaşmak, oda arkadaşı olmak
ROOM-MATE : English Turkish
oda arkadaşı, bir yaşam alanındaki partner, bir odayı veya apartman dairesini bir başkası ile birlikte kiralayan kimse
ROOMED : English Turkish
suff. odalı
ROOMER : English Turkish
n. pansiyoner
ROOMETTE : English Turkish
n. demiryolunda trende özel kompartıman; küçük oda veya kompartıman
ROOMFUL : English Turkish
n. oda dolusu
ROOMFUL OF : English Turkish
n. oda dolusu
ROOMFULS OF : English Turkish
n. oda dolusu
ROOMIE : English Turkish
n. (Gayrı resmi) oda arkadaşı
ROOMILY : English Turkish
adv. yeterli boş alanla, bir sürü boş yerle, yeterli odayla
ROOMINESS : English Turkish
n. ferahlık, genişlik
ROOMING HOUSE : English Turkish
pansiyon
ROOMING IN : English Turkish
n. yeni doğan bebeğin annenin yanına koyulması
ROOMMATE : English Turkish
n. oda arkadaşı
ROOMS : English Turkish
n. daire, apartman, ev, kalacak yer
ROOMY : English Turkish
adj. ferah, geniş
ROORBACH : English Turkish
n. (ABD ve Kanada) roorback, siyasi etkisi için kamu tarafından bilinmesi sağlanan iftira edici ve zarar verici yalan, siyasi entrika çevirmek niyetiyle kamuya duyurulan veya yayılan iftira edici yalan haber
ROORBACK : English Turkish
n. (ABD ve Kanada) roorbach, siyasi etkisi için kamu tarafından bilinmesi sağlanan iftira edici ve zarar verici yalan, siyasi entrika çevirmek niyetiyle kamuya duyurulan veya yayılan iftira edici yalan haber
ROOSEVELT : English Turkish
n. bir soyadı; Franklin Delano Roosevelt (
1945), ABD'nin 32'nci başkanı (
45); Theodore Roosevelt (
1919), ABD'nin 26'ncı başkanı (
1909), 1906 Nobel Barış Ödülü sahibi
ROOST : English Turkish
n. tünek
ROOST : English Turkish
v. tünemek, tüneğe konmak, konaklamak, gecelemek
ROOSTER : English Turkish
n. horoz
ROOT : English Turkish
n. kök, köken, kaynak, temel, esas neden, altında yatan neden, akortta temel nota
ROOT : English Turkish
v. kök salmak, kökleşmek, yerleşmek, kökleştirmek, çakmak, eşelemek, burnu ile eşelemek, deşmek, araştırmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani