Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
SEROSITY : English Turkish

n. bir hayvanın gövdesindeki sulu ve ince sıvı

SEROSURVEY : English Turkish

n. belirli bir hastalığa karşı bağışıklığı ölçmek için genel toplumun serolojik muayenesi

SEROTHERAPY : English Turkish

n. serum veya antitoksinler enjekte etmek suretiyle tedavi (Tıp)

SEROTONIN : English Turkish

n. amino asit tritofandan elde edilen hayati hormon ve sinirsel iletici, melatonin hormonunun öncüsü (Psikoloji)

SEROUS : English Turkish

adj. serumlu, seruma benzer

SERPENT : English Turkish

n. kıvrık havai fişek, yılan, yılan takımyıldızı, hain, yılan gibi kıvrılan şey, kıvrımlı parça

SERPENT CHARMER : English Turkish

yılan oynatıcı, yılanları müzik veya diğer metodlarla büyüleyen kimse

SERPENT OF BRASS : English Turkish

Musa'nın hastalığı iyileştirmek için kullandığı bir yılanın şekli

SERPENTINE : English Turkish

n. hyde park'taki suni göl

SERPENTINE : English Turkish

n. serpentin, yılantaşı, kıvrımlı pist

SERPENTINE : English Turkish

adj. yılan gibi, kıvrımlı, kıvrık, dolambaçlı, hilebaz, düzenbaz, kurnaz

SERRANO : English Turkish

n. küçük Meksika kırmızı ve yeşil acı biberi

SERRANOID : English Turkish

n. deniz balıkları ailesi (deniz levrekleri gibi)

SERRATE : English Turkish

adj. testere gibi dişli, diş diş, tırtıklı

SERRATED : English Turkish

adj. testere gibi dişli, tırtıllı, dış diş, tırtıklı

SERRATIA : English Turkish

n. gram-negatif anaerobik çubuk bakteri cinsi (Biyoloji)

SERRATION : English Turkish

n. diş diş oluş, tırtıklı oluş, tırtık, tırtıl

SERRIED : English Turkish

adj. sıkışık, sıkı, sıralı

SERRIFORM : English Turkish

adj. tırtırlı, testere gibi dişli olan, testere gibi kenarı olan, bir testere dişi gibi çentikli kenarı olan

SERRULATE : English Turkish

adj. güzel bir şekilde tırtırlı hale getirilmiş, güzel tırtırlı dişleri olan

SERRULATED : English Turkish

adj. güzel bir şekilde tırtırlı hale getirilmiş, güzel tırtırlı dişleri olan

SERRULATION : English Turkish

n. testere gibi dişleri olma durumu, tırtıklı olma durumu

SERUM : English Turkish

n. serum, kanın pıhtılaşma sonucu ayrılan sıvısı

SERUMAL : English Turkish

adj. seruma benzeyen; serumla alakalı

SERVAL : English Turkish

n. yabani kedi (afrika)