Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
U CONN : English Turkish

Storrs'da konuşlu kamu üniversitesi (Connecticut, ABD)

U FILM : English Turkish

n. çocukların izleyebileceği film

U MASS : English Turkish

Amhers'te ana kampüsü ve Massachusetts (ABD) eyaleti içinde 4 uydu kampüsü bulunan büyük devlet üniversitesi

U SHAPED : English Turkish

adj. u şeklinde

U TURN : English Turkish

u dönüşü

U-BOAT : English Turkish

denizaltı

U-SHAPED : English Turkish

U şeklinde

U.S. ENGLISH : English Turkish

n. Amerikan İngilizcesi, ABD İngilizcesi, ABD'de kullanılan İngiliz dili formunda (İngiliz İngilizcesine karşıt olarak)

U.S. OPEN : English Turkish

n. ABD Açık Tenis Turnuvası, Grand Slam tenis turnuvasının 4ncü ve son serisi

U3 : English Turkish

n. Ana bilgisayarda hiçbir veri bırakmaksızın uygulamaların özel olarak tasarlanan USD flash bellekten çalışabileceği şekilde geliştirilen küçük taşınabilir USB sürücü (resim, müzik ve doküman depolamak için kullanılabilir; yazılım programlarının kaydedilmesine ve çalışmasına imkan tanır; ayrıca epostalar ve takvimler taşınabilir)

UAE : English Turkish

n. BAE, Birleşik Arap Emirlikleri, Basra Körfezinin güney sahilinde konuşlu yedi Arap emirliğinden oluşan ve başkenti Abu Dabi olan bağımsız federasyon

UAR : English Turkish

n. Birleşik Arap Cumhuriyeti, Kuzeydoğu Afrika'da birliği temsil eden Mısır ve Suriye'nin oluşturduğu eski cumhuriyet (
1961); Mısır'ın 1961 ila 1971 yılları arasındaki resmi adı

UART : English Turkish

n. Evrensel Asenkron Alıcı Verici. Seri porttan gelen seri veriyi paralel forma çeviren ve paralel veriyi seri port içinden gönderirken seri forma çeviren, seri portlara sahip entegre devre (Bilgisayar, Elektronik)

UAV : English Turkish

tanımlanamayan uçan cisim, Dron, uzaktan kumanda ile kontrol edilen ve çalıştırılan insansız küçük hava taşıtı

UB40 : English Turkish

n. İngiliz reggae grubu; İngiliz işsizlik formu (İşsizlik Hakkı formu 40)

UBEROUS : English Turkish

adj. verimli, bereketli, meyvesi bol; çok bereketli, bol

UBERTY : English Turkish

n. bolluk, bereketlilik, verimlilik, servet, taşkınlık; meyvesi bol olma

UBI : English Turkish

adv. nerede, nereye, nereden, her ne zaman, bir ara, nerede olursa, her nereye

UBICATION : English Turkish

n. belirli bir yere yerleştirilmiş olma durumu, belirli bir yerde bulunuyor olma durumu

UBIETY : English Turkish

n. yer, mevki

UBIQUARIAN : English Turkish

adj. her yerde birden bulunan, aynı anda her yerde olan

UBIQUITARIAN : English Turkish

n. Mesih'in vücudunun her an her yerde olduğunu belirten Luther teolojisi

UBIQUITARY : English Turkish

adj. her yerde birden bulunan, aynı anda her yerde olan

UBIQUITIST : English Turkish

n. Mesih'in vücudunun her an her yerde olduğunu belirten Lutherci kişi, anlayış

UBIQUITOUS : English Turkish

adj. her yerde birden bulunan