Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
UNPROPITIOUSLY : English Turkish

adv. cömert olmayan bir şekilde, bağışlayıcı olmayan bir şekilde, faydalı olmayan bir şekilde, zararlı bir şekilde

UNPROPORTIONAL : English Turkish

adj. orantısız, oransız

UNPROPORTIONATE : English Turkish

adj. orantısız, orantılı olmayan, oranlı olmayan, münasip olmayan, uygun olmayan

UNPROPORTIONATELY : English Turkish

adv. orantısızca, orantılı olmayan bir şekilde, oranlı olmayan bir şekilde, münasip olmayan bir oranla, uygun olmayan bir oranla

UNPROPORTIONED : English Turkish

adj. orantısız, oransız, nispetsiz, asimetrik, öğeler arasında uygun ilişkide olmayan

UNPROPOSED : English Turkish

adj. önerilmemiş, teklif edilmemiş, tavsiye edilmemiş

UNPROSECUTED : English Turkish

adj. yargılanmamış, yargısız, bir hukuk mahkemesinde yargılanmamış

UNPROSPEROUS : English Turkish

adj. başarısız, başarılı olmayan, verimli olmayan, sonuç vermeyen

UNPROSPEROUSNESS : English Turkish

n. başarısızlık, verimsizlik, sonuçsuzluk

UNPROTECTABLE : English Turkish

adj. korunamayan, savunulamayan

UNPROTECTED : English Turkish

adj. korumasız, korunmasız, açık

UNPROTECTED ASSET : English Turkish

korumasız varlık, nominal değeri enflasyonla yükselmeyen varlık (Muhasebe)

UNPROTECTED SOFTWARE : English Turkish

korunmasız yazılım, savunmasız yazılım, kolayca kopyalanabilen bilgisayar yazılımı

UNPROTECTED TENANCY : English Turkish

korumasız kiracılık, kiracı koruma kanunları korumasında olmayan kiracılık

UNPROTESTABLE : English Turkish

adj. protesto edilemez, protestosuz, itiraz edilemez, tartışılamaz, karşı konulamaz

UNPROTESTED : English Turkish

adj. protesto edilmemiş, protestosuz, itiraz edilmemiş, tartışılmamış, karşı konulmamış

UNPROTESTING : English Turkish

adj. protesto etmeyen, protestosuz, itiraz etmeyen, tartışmayan, karşı koymayan

UNPROTESTINGLY : English Turkish

adv. protesto etmeyen bir şekilde, protestosuzca, itiraz etmeyen bir şekilde, tartışmayan bir şekilde, karşı koymayan bir şekilde

UNPROVABLE : English Turkish

adj. kanıtlanamaz, ispatlanamaz

UNPROVED : English Turkish

adj. ispatlanmamış, ispatsız

UNPROVEN : English Turkish

adj. ispatlanmamış, ispatsız

UNPROVIDED : English Turkish

adj. yoksun, mahrum, hazırlıksız, gafil

UNPROVIDED FOR : English Turkish

ihtiyacı karşılanmamış, hazırlıksız, beklenmeyen

UNPROVOKED : English Turkish

adj. kışkırtılmamış, tahrik edilmemiş, sebepsiz

UNPRUNED : English Turkish

adj. budanmamış, kesilmemiş, kırpılmamış, kısaltılmamış