Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
UNSLING : English Turkish

v. askıdan indirmek

UNSMILING : English Turkish

adj. somurtkan, gülmeyen, ciddi

UNSMILINGLY : English Turkish

adv. gülümsemeyerek, gülümsemeden

UNSNAP : English Turkish

v. çıt çıtını açmak, çıt çıtlarını çözerek açmak

UNSNARL : English Turkish

v. açmak

UNSOCIABILITY : English Turkish

n. çekingenlik, içe kapalılık, arkadaşlık veya birliktelikten kaçınma eğilimi; sokulgan olmama durumu, cana yakın olmama durumu

UNSOCIABLE : English Turkish

adj. çekingen, sokulgan olmayan

UNSOCIABLY : English Turkish

adv. asosyal bir şekilde, çekingen bir şekilde, içine kapalı bir şekilde; sevimsizce, sıkıcı bir şekilde; sessizce, ağzı sıkı bir şekilde; sosyal etkileşime olanak sağlamayan bir şekilde

UNSOCIAL : English Turkish

adj. asosyal, çekingen, sokulgan olmayan

UNSOCIALLY : English Turkish

adv. asosyal bir şekilde, çekingen bir şekilde, insanlarla etkileşim kurmama isteği göstererek

UNSOILED : English Turkish

adj. lekesiz, temiz

UNSOLD : English Turkish

adj. satılmamış, elde kalmış

UNSOLDER : English Turkish

v. lehimini açmak

UNSOLDIERLY : English Turkish

adj. askerce olmayan

UNSOLEMN : English Turkish

adj. ağırbaşlı olmayan, kutsal olmayan, vakur olmayan, heybetli olmayan; gayri ciddi, ciddi olmayan, ciddiyetsiz

UNSOLEMN WILL : English Turkish

n. adsız vasiyet, sahibinin adının yazılı olmadığı vasiyet (Hukuk)

UNSOLICITED : English Turkish

adj. istenmemiş, istenmeden verilmiş, talep edilmeden yapılmış

UNSOLICITED COMMERCIAL EMAIL : English Turkish

istenmeyen ticari e-posta, reklam içeren talep edilmemiş e-posta mesajı (bir 'spam' (istenmeyen) e-posta türü)

UNSOLICITED MATERIAL : English Turkish

istenmeyen materyal, talep edilmemiş materyal

UNSOLVABLE : English Turkish

adj. çözülemez, çözümsüz

UNSOLVABLENESS : English Turkish

n. çözülemezlik, çözülememe durumu; çözüme ulaştırmanın imkânsız olması durumu; çözülmezlik, çözünmezlik, çözülmesi imkânsız

UNSOLVABLY : English Turkish

adv. çözülemez bir şekilde; çözüme ulaştırılamaz bir biçimde; çözülmesi imkânsız bir şekilde

UNSOLVED : English Turkish

adj. çözülmemiş, halledilmemiş

UNSOLVED MURDER CASE : English Turkish

çözülmemiş cinayet dosyası, çözüme ulaştırılmamış cinayet, henüz bulunmamış katil, cinayet gizemi

UNSOPHISTICATED : English Turkish

adj. doğal, saf, sade, bozulmamış, deneyimsiz, içeriksiz, kafasız