Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
UNSTRUNG : English Turkish

adj. telleri gevşemiş, telleri çıkarılmış, ipsiz, sinirleri bozuk

UNSTRUT RIVER : English Turkish

n. Unstrut Nehri, Almanya'da bir nehir

UNSTUCK : English Turkish

adj. gevşek, gevşemiş, ayrılmak

UNSTUDIED : English Turkish

adj. üzerinde çalışılmamış, önceden hazırlanmamış, yapmacıksız, doğal

UNSTURDILY : English Turkish

adv. dayanaksızca, istikrarsızca, dengesizce, gevşekçe, zayıfça, gürbüz olmayan bir şekilde, sağlam olmayan bir şekilde

UNSTURDINESS : English Turkish

n. dayanaksızlık, istikrarsızlık, dengesizlik, gevşeklik, zayıflık, gürbüz olmama durumu, sağlam olmama durumu, yıkılacakmış gibi olma durumu, çökecekmiş gibi olma durumu

UNSTYLISH : English Turkish

adj. tarz sahibi olmayan, modaya uygun olmayan, havalı olmayan, şık olmayan, zarif olmayan

UNSTYLISHLY : English Turkish

adv. tarz sahibi olmayan bir şekilde, modaya uygun olmayan bir şekilde, havalı olmayan bir şekilde, şık olmayan bir şekilde, zarif olmayan bir şekilde

UNSUBMISSIVE : English Turkish

adj. asi, dik kafalı

UNSUBMISSIVENESS : English Turkish

n. boyun eğmeme, itaatsizlik, uysal olmama, itaatsiz olma durumu; uymama, karşı gelme, riayetsizlik

UNSUBSCRIBE : English Turkish

v. üyelikten çıkmak, aboneliği iptal etmek; bir haber grubu üyeliğini iptal etmek, bir e-posta listesinin ileti göndermesini durdurma talebinde bulunmak (İnternet)

UNSUBSTANTIAL : English Turkish

adj. gerçek dışı, gerçekte olmayan, hafif, önemsiz, besleyici olmayan

UNSUBSTANTIALITY : English Turkish

n. gerçek dışılık, gerçek dışı olma durumu; maddesizlik, nitelik dışı olma durumu, hakikat dışı olma durumu

UNSUBSTANTIALLY : English Turkish

adv. gerçek dışı bir şekilde, maddesizlik şeklinde, nitelik dışı bir şekilde, hakikat dışı bir şekilde, gerçeğe dayanmayan bir biçimde

UNSUBSTANTIATED : English Turkish

adj. doğrulanmamış, ispatlanmamış, nedensiz

UNSUBSTITUTED : English Turkish

adj. değiştirilemez, yeri değiştirilemez, yerinden edilemez, yerine konulamaz, ikame edilemez

UNSUBTLE : English Turkish

adj. inceliği olmayan, ayrıntısız, duyarlı olmayan, titiz olmayan, inceliksiz

UNSUBTLY : English Turkish

adv. açıklıkla, doğrulukla, açık açık, dobra dobra, hilesizce, içtenlikle

UNSUCCESS : English Turkish

n. başarısızlık

UNSUCCESSFUL : English Turkish

adj. başarısız, şanssız

UNSUCCESSFUL BID : English Turkish

aşarısız kalkışma, başarısız girişim, başarısız teklif, başarısız öneri

UNSUCCESSFULLY : English Turkish

adv. başarısızca, başarısız bir şekilde, etkisizce, verimsizce

UNSUCCESSFULNESS : English Turkish

n. başarısızlık, başarısız olma durumu, muvaffakiyetsizlik

UNSUITABILITY : English Turkish

n. uygunsuzluk, uygun olmama, uymama

UNSUITABLE : English Turkish

adj. uygun olmayan, elverişsiz, uymaz, uygunsuz, uymayan