Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
VACATION HOME : English Turkish

tatil evi, tatil apartmanı

VACATION SHUTDOWN : English Turkish

n. üretime ara verme

VACATIONER : English Turkish

n. tatilci, tatilde olan kimse, tatile çıkmış kimse; turist, gezen, dinlenen

VACATIONIST : English Turkish

n. tatilci, turist

VACATIONLAND : English Turkish

n. tatilya, tatil yeri, dinlence yeri, dinlenme yeri, tatilciler için pek çok cazibe ve barınma yeri sağlayan alan

VACCINAL : English Turkish

adj. aşı, aşılama, aşı ile ilgili

VACCINATE : English Turkish

v. aşı yapmak, aşılamak

VACCINATION : English Turkish

n. aşı, aşı yapma, aşılama

VACCINATION AGAINST RABIES : English Turkish

kuduz aşısı, kuduzdan önleme aşısı, kuduz bulaşmasını önlemek amacıyla yapılan aşı

VACCINATOR : English Turkish

n. aşıcı, şırınga (aşı)

VACCINE : English Turkish

adj. aşıya ait, inek çiçek hastalığı ile ilgili, aşı

VACCINE : English Turkish

n. aşı, aşı maddesi

VACCINIA : English Turkish

n. inek çiçek hastalığı

VACCINIAL : English Turkish

adj. vaksinya (ineklerde çiçek hastalığı) ile ilgili, vaksinyaya özgü

VACILLATE : English Turkish

v. bocalamak, tereddüd etmek, kararsız olmak

VACILLATING : English Turkish

adj. sallanan, sendeleyen, bocalayan, kararsız, tereddüd eden

VACILLATINGLY : English Turkish

adv. kararsızca, kararsız bir şekilde, tereddütlüce, tereddüt ederek, çekingence, çekinerek, sallanarak, sendeleyerek

VACILLATION : English Turkish

n. sendeleme, sallanma, bocalama, tereddüd, kararsızlık

VACILLATOR : English Turkish

n. kararsız davranan, kararsız bir şekilde davranan, tereddütlü hareket eden, tereddüt eden, çekingence davranan, çekinen; arkaya ve öne doğru sallanan

VACILLATORY : English Turkish

adj. kararsızlık gösteren, kararsızlık sergileyen, tereddütlü görünen, tereddüt eder görünen, sallanır görünen, sendeler görünen

VACLAV HAVEL : English Turkish

(1936 doğumlu) yıkıcılık yaptığı gerekçesi ile hapseilen Çek oyun yazarı, eski Çekoslavakya'nın son devlet başkanı (
1992) ve Çek Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı (
2003)

VACUITY : English Turkish

n. boşluk, dalgınlık, boş boş bakış, anlamsızlık, saçmalık

VACUOLATE : English Turkish

adj. boşluk, delik, kovuk, içi boş; boşluklar içeren, çukurlar içeren

VACUOLATED : English Turkish

adj. boşluklu, delikli, çukurlu; küçük boşluklar içeren, küçük çukurlar içeren

VACUOLATION : English Turkish

n. küçük boşluklar oluşumu, küçük çukurlar oluşması; küçük boşluklu olma durumu, küçük çukurlu olma durumu