English Turkish
WATCHDOG COMMITTEE : English Turkish
yasadışı eylemlere karşı tetikte olan makam
WATCHED HIS STEP : English Turkish
adımlarını dikkatli attı, dikkatli oldu, tedbirliydi, temkinliydi
WATCHED HIS TONGUE : English Turkish
diline sahip çıktı, ne söylediğine dikkat etti, söylediklerini ince eledi sık dokudu
WATCHED TV : English Turkish
TV (televizyon) seyretti, televizyona baktı
WATCHER : English Turkish
n. bekçi, bakıcı
WATCHFUL : English Turkish
adj. dikkatli, uyanık, tetikte
WATCHFULLY : English Turkish
adv. dikkatlice, dikkatli bir şekilde, özenle, tetikte bir şekilde, uyanık bir şekilde
WATCHFULNESS : English Turkish
n. dikkat, uyanıklık, gözkulak olma, sakınma
WATCHGLASS : English Turkish
n. az miktarda solüsyon taşımak için kullanılan küçük ve sığ kap; sıvıları buharlaştırmak için laboratuarlarda kullanılan küçük kap (Bilim)
WATCHHOUSE : English Turkish
n. karakol, polis karakolu
WATCHING : English Turkish
n. seyretme, gözleme, gözetleme
WATCHMAKER : English Turkish
n. saatçi, saat tamircisi
WATCHMAKING : English Turkish
n. saatçilik, saat tamirciliği
WATCHMAN : English Turkish
n. bekçi, gözcü, nöbetçi
WATCHTOWER : English Turkish
n. gözetleme kulesi, gözcü kulesi
WATCHWOMAN : English Turkish
n. kadın koruma, kadın bekçi, kadın güvenlikçi
WATCHWORD : English Turkish
n. parola
WATER : English Turkish
n. su, kaplıca suyu, su birikintisi, sular, karasuları, sıvı, kalite, hare
WATER : English Turkish
v. hârelemek, sulamak, su vermek, ıslatmak, su katmak, sulandırmak, hafifletmek, sulanmak, yaşarmak, su almak, su verilmek
WATER : English Turkish
adj. suluboya, su
WATER AGREEMENT : English Turkish
su anlaşması, su sözleşmesi, su kaynaklarıyla ilgili olarak yapılan anlaşma
WATER AND SEWAGE DEPARTMENT : English Turkish
su ve kanalizasyonu departmanı, şehirlerde kanalizasyon sistemi ve evlere su bağlanması işlerinden sorumlu birim
WATER BAILIFF : English Turkish
n. su memuru, su icra memuru, görevi balık avlama ile ilgili yönetmelikleri uygulamak ve korunan sularda illegal avlanmayı önlemek olan memur; görevi deniz araçlarını kontrol etmek olan gümrük memuru
WATER BARREL : English Turkish
n. kartel
WATER BASED : English Turkish
adj. sulu baz, su bazlı, ana bileşeni su olan (bir madde veya çözelti); suda yapılan, su üzerinde uygulanan (bir spor faaliyeti)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani