Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
WHILOM : English Turkish

adj. eski, önceki, evvelki, eskiden, geçmişte

WHILOM : English Turkish

adv. eski, önceki, evvelki, eskiden, geçmişte

WHILST : English Turkish

conj. iken, irken, sırasında, zaman, süresince, dığı halde, rağmen, oysa

WHIM : English Turkish

n. heves, merak, geçici istek, kapris, bocurgat

WHIMBREL : English Turkish

n. sürmeli kervan çulluğu, yağmur kervan çulluğu

WHIMPER : English Turkish

n. ağlama, sızlanma, inleme, mızırdanma

WHIMPER : English Turkish

v. ağlamak, sızlanmak, inlemek

WHIMPERER : English Turkish

n. ağlayan, inleyen, sızlanan, şikâyet eden, yakınan

WHIMPERING : English Turkish

n. ağlama, inleme, sızlanma, yumuşakça ağlama; mızmızlanma işi

WHIMPERINGLY : English Turkish

adv. ağlayarak, inleyerek, sızlanarak, yumuşakça ağlayarak; mızmızlanarak

WHIMSEY : English Turkish

n. heves, kapris, geçici istek

WHIMSEY : English Turkish

adj. maymun iştahlı, kaprisli, acayip fikirli

WHIMSICAL : English Turkish

adj. maymun iştahlı, kaprisli, acayip fikirli, tuhaf, garip

WHIMSICALITY : English Turkish

n. acayiplik, gariplik, saçmalık, mizah

WHIMSICALLY : English Turkish

adv. hayalci bir şekilde; kaprisli bir şekilde; neşeli bir şekilde, şakacı bir şekilde; garip bir şekilde, tuhaf bir şekilde

WHIMSICALNESS : English Turkish

n. acayiplik, gariplik, saçmalık, mizah

WHIMSY : English Turkish

adj. maymun iştahlı, kaprisli, acayip fikirli

WHIMSY : English Turkish

n. heves, kapris, geçici istek

WHIN : English Turkish

n. yol yapımında kullanılan sert taş, katırtırnağına benzer bir bitki

WHINCHAT : English Turkish

n. kuyrukkakan, çayır tarlakuşu, Avrupa kökenli küçük bir ardıçkuşu türü

WHINE : English Turkish

n. mızırdanma, mızmızlanma, halinden şikâyet etme, sızlanma

WHINE : English Turkish

v. sızlanmak, mızırdanmak, mızmızlanmak

WHINER : English Turkish

n. dırdırcı, dırdır eden, sızlanan; mızmızlanan, yakınan, şikâyet eden

WHINEY : English Turkish

adj. mızmızlanan, yakınıp duran, sürekli şikâyet edip duran

WHINGE : English Turkish

v. ağlamak, sızlanmak, rahatsız edici şekilde şikâyet etmek