Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

WHEREUPON : English Turkish

adv. bunun üzerine, bundan sonra, ondan sonra

WHEREUPON : English Turkish

conj. bunun üzerine, bundan sonra

WHEREVER : English Turkish

adv. nerede olursa, her nerede, her nereye

WHEREVER : English Turkish

conj. nerede olursa, her nerede, her nereye

WHEREVER HIS LEGS CARRY HIM : English Turkish

ayakları nereye götürürse; ayaklarının gitmek istediği herhangi bir yere; amaçsızca, başıboş bir şekilde, herhangi bir yönü hedeflemeden

WHEREVER YOU GO I GO : English Turkish

sen nereye gidersen ben de oraya giderim, sen nereye ben oraya, nereye gidersen git seninle geleceğim; Eski Ahit kitabı Ruth'dan bağlılık belirten bir deyim (İncil)

WHEREWITH : English Turkish

conj. dığı yerde, dığı yere

WHEREWITH : English Turkish

adv. ne ile, nasıl

WHEREWITHAL : English Turkish

n. gereken, para, araç gereçler

WHERRY : English Turkish

n. kayık, küçük tekne, küçük kayık, tek yelkenli mavna

WHET : English Turkish

n. bileme, bilenme, iştah açıcı, aperatif

WHET : English Turkish

v. bilemek, bileylemek, sivriltmek, açmak, uyandırmak, tahrik etmek

WHET ONE'S CURIOSITY : English Turkish

v. merakını uyandırmak

WHET THE APPETITE : English Turkish

v. iştah açmak

WHETHER : English Turkish

conj. eğer, olup olmadığını

WHETHER OR NO : English Turkish

her halükârda, olsa da olmasa da,
sa da
masa da, ne olursa olsun, olmak zorunda, olmalı

WHETSTONE : English Turkish

n. bileği taşı, özendirme, tahrik

WHETTER : English Turkish

n. bileyici, bileyen, keskinleştiren kimse

WHEW : English Turkish

interj. of, öf, üf, vay be, vay canına, vay

WHEY : English Turkish

n. kesilmiş sütün suyu

WHEYEY : English Turkish

adj. kesilmiş süt, peynir altı suyu içeren, peynir altı suyuna benzeyen

WHEYFACED : English Turkish

adj. soluk yüzlü, rengi atmış

WHICH : English Turkish

pron. hangisi, hangi, hangisini, ki

WHICH : English Turkish

adj. hangi

WHICH BUS GOES TO CITY HALL : English Turkish

hangi otobüs belediye merkezine gidiyor