Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
WISDOM : English Turkish

n. akıl, akıllılık, bilgelik, hikmet, ilim, irfan

WISDOM OF SOLOMON : English Turkish

n. Süleyman bilgeliği, Bilgelik Kitabı, deutrokanonikal kitaplardan biri (İncil)

WISDOM OF SOLOMON : English Turkish

Solomon zekâsı, zekâ, akıl, zekilik, akıllılık, aşırı zekâ

WISDOM TEETH : English Turkish

n. yirmi yaş dişleri, yirmilik dişler

WISDOM TOOTH : English Turkish

yirmi yaş dişi, yirmilik diş, akıl dişi

WISE : English Turkish

suff. gibi, tarzında

WISE : English Turkish

n. yol, alim, yöntem, usul, şekil

WISE : English Turkish

adj. bilge, bilgili, akıllı, anlayışlı, deneyimli, haberi olan, küstah, ukalâ, becerikli, usta

WISE GUY : English Turkish

ukalâ, bilmiş, kurnaz, hinoğlu hin

WISE MAN : English Turkish

üyücü, sihirbaz

WISE MEN OF GOTHAM : English Turkish

Gotham'ın akıllı adamları, aptallar, şapşallar, budalalar (halk masallarında geçen ve aptalların yaşadığı Gotham şehrinden)

WISE MEN OF THE EAST : English Turkish

doğunun akil adamları, Magi, bebek Hz. İsa'ya ibadet ve hizmet ettmek için Doğu'dan gelen akil adamlar (İncil'den)

WISE PERSON : English Turkish

n. deneyimli kimse, bilgili kimse, bilge

WISE UP : English Turkish

haberi olmak, bilmek, haber vermek, haberdar etmek

WISE UP TO : English Turkish

v. bilmek, haberi olmak, bilgisi olmak, öğrenmek

WISE USE : English Turkish

akılcı kullanım, zekice kullanım; toprakların ticari ve dinlence yeri amaçlı olarak sorumlu bir şekilde kullanımı (devletin toprak kullanımı sınırlamalarının üstesinden gelmek amacıyla çeşitli gruplar tarafından kullanılır)

WISE WOMAN : English Turkish

üyücü kadın (iyi), ebe, falcı kadın

WISEACRE : English Turkish

n. çokbilmiş, ukâla, bilmiş

WISECRACK : English Turkish

n. espri, şaka

WISECRACKER : English Turkish

n. esprili kimse, şakacı

WISELY : English Turkish

adv. akıllıca, bilgece, her ihtimale karşı

WISENHEIMER : English Turkish

n. çok bilmiş, ukala dümbeleği, sık sık espri yapan kimse, bilgiç

WISER AFTER THE EVENT : English Turkish

n. iş işten geçtikten sonra akıl verme

WISH : English Turkish

n. dilek, istek, arzu, isteme, umut

WISH : English Turkish

v. istemek, dilemek, umut etmek