Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
WORM DRIVE : English Turkish

n. helezoni dişli

WORM EATEN : English Turkish

adj. kurt yemiş, eskimiş, modası geçmiş

WORM GEAR : English Turkish

sonsuz vida, sonsuz vida dişlisi

WORM HOLE : English Turkish

kurt deliği, kurtçuk deliği, kurt yeniği, kurtçuk tarafından açılan yol veya delik

WORM ONE'S WAY : English Turkish

v. kendine yol açmak, sokulmak, hile ile sokulmak

WORM ONESELF : English Turkish

hile ile sokulmak

WORM OUT A SECRET : English Turkish

kandırarak bir sırrı ağzından almak, ağzından almak, bir sırrı açıklaması için bir kimseyi kandırmak

WORM WHEEL : English Turkish

sonsuz vida dişlisi, salyangoz dişlisi

WORMHOLE : English Turkish

n. kurt deliği, kurtçuk deliği, kurt yeniği, kurtçuk tarafından açılan yol veya delik; (Fizik) mekân ve zaman arasında varsayımsal olarak ayrılmış büyük alan

WORMLIKE : English Turkish

adj. kurtçuğumsu, kurtçuk gibi, kurt gibi, kurtçuğa benzeyen, kurda benzeyen

WORMS : English Turkish

n. Kurtlar, kurtçuklar, ayaksız bir omurgasız türü; bir bağırsak asalağı türü

WORMSEED : English Turkish

n. kurtçuk zehri, kurtçuk öldüren bir bitki

WORMWOOD : English Turkish

n. pelin, acı şey, acı veren şey

WORMY : English Turkish

adj. kurtlu, kurtlanmış, kurt yemiş, kurt gibi, aşağılık, adi

WORN : English Turkish

adj. çok giyilmiş, köhne, eskimiş, yıpranmış, yorgun, bitkin, bitap, bayat (espri)

WORN OUT : English Turkish

eskimiş, eski püskü, yıpranmış, işi bitmiş, bayat (espri), yorgun, bitkin, bitap

WORN OUT CLOTHES : English Turkish

eskimiş giyecekler, paçavralar, eski püskü giysiler, yıpranmış giysiler

WORN TO A FRAZZLE : English Turkish

itkin, yorgun

WORN TO A SHADOW : English Turkish

kan ter içinde kalmış, yorgunluktan canı çıkmış, yorulmuş, bitkinleşmiş

WORNNESS : English Turkish

n. bitkinlik, yorgunluk, yorulma; aşınma ve yıpranma belirtisi gösterme durumu

WORRIED : English Turkish

adj. endişeli, kaygılı, düşünceli, merakta kalmış, üzgün, üzüntülü

WORRIED ABOUT HIM : English Turkish

onun hakkında endişeliydi, onunla ilgili endişe etti, onun için korkuyordu

WORRIED FACE : English Turkish

endişeli yüz, tedirgin ifade, huzursuz yüz, sorunlu ifade

WORRIED THINKING : English Turkish

endişeli düşünme, tedirgin düşünce, endişeli meditasyon

WORRIEDLY : English Turkish

adv. endişelice, tedirgince, endişeli bir şekilde, korku duyarak