Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
BLESSEDLY : English Turkish

adv. kutsanmış bir şekilde, kutsal bir şekilde, mübarek bir şekilde

BLESSEDNESS : English Turkish

n. mübareklik, kutluluk

BLESSING : English Turkish

n. dua, nimet, lütuf, şükran, bereket, hayır dua, kutsama

BLESSING IN DISGUISE : English Turkish

aşlangıçta kötü sonradan iyi olan şey, başta şanssızlık gibi görünen sonra olumlu bir hal alan şey; gizli kutsanma, gizli lütuf

BLESSINGS : English Turkish

n. iyi dilekler

BLEST : English Turkish

adj. kutsal, mübarek, neşe dolu

BLETHER : English Turkish

n. zırva, saçmalık

BLETHER : English Turkish

v. saçmalamak, saçma sapan konuşmak

BLETHERSKATE : English Turkish

n. saçmalayan kimse

BLEW HIS NOSE : English Turkish

sümkürdü, burnunu sildi, burnunu boşalttı

BLEW IN THE WIND : English Turkish

üzgârda savruldu, rüzgâr nedeniyle yönü değişti

BLEW OUT OF PROPORTION : English Turkish

abarttı, büyüttü, olduğundan büyük gösterdi, gerçekte olandan daha fazla önem yükledi

BLEWIT : English Turkish

n. kahverengi tepesi olan ve yenilebilen mavimsi bir mantar türü

BLEWITS : English Turkish

n. kahverengi tepesi olan ve yenilebilen mavimsi bir mantar türü

BLIGHIA SAPIDA : English Turkish

n. kokulu çiçekleri ve renkli meyveleri olan çalılar ve ağaçlar (yaygın olarak tropikal ve alt tropikal alanlarda rastlanır)

BLIGHT : English Turkish

n. mantar, küf; afet, felâket, yıkım; karmaşa; keşmekeş (Argo)

BLIGHT : English Turkish

v. kötü izlenim bırakmak; suya düşürmek; boşa çıkarmak, kırmak (umut)

BLIGHTER : English Turkish

n. sinir bozucu tip, gıcık herif, herif

BLIGHTINGLY : English Turkish

adv. yıkıcı bir şekilde, yok edici bir şekilde

BLIGHTY : English Turkish

n. İngiltere

BLIGHTY : English Turkish

adv. İngiltere'ye, yeniden eve

BLIGHTY : English Turkish

n. bir askerin İngiltere'ye geri gönderilmesine izin verdiren yaralanma; askerî izin

BLIMEY : English Turkish

interj. vay canına

BLIMP : English Turkish

n. keşif balonu; sessizleme kutusu [fot.]

BLIMPISH : English Turkish

adj. muhafazakâr, kibirli bir edayla milliyetçi olan