English Turkish
BOILING : English Turkish
n. kaynama
BOILING : English Turkish
adj. kaynayan, çok sıcak, kızgın, kavurucu, köpüren
BOILING FLASK : English Turkish
kaynatma kabı, kaynatma aracı, kaynatma balonu, bir laboratuvarda sıvı kaynatmaya yarayan araç
BOILING HOT : English Turkish
kavurucu sıcak
BOILING MILK : English Turkish
kaynayan süt, kaynar süt, kaynama noktasına kadar ısıtılmış süt
BOILING OVER : English Turkish
adj. coşkun
BOILING POINT : English Turkish
kaynama noktası
BOILING RANGE : English Turkish
n. kaynama derecesi
BOILING TEMPERATURE : English Turkish
kaynama sıcaklığı, kaynama ısısı, bir sıvının gaza dönüştüğü sıcaklık noktası
BOILING WATER : English Turkish
kaynayan su, kaynar su, baloncuk ve buhar çıkarana kadar ısıtılmış su
BOING : English Turkish
interj. zıplama sesi, zıplayan bir objenin çıkardığı ses
BOINK : English Turkish
v. (Kaba Argo) cinsel ilişki içinde olmak; bir kimseyle cinsel cinsel ilişkiye girmek
BOISE : English Turkish
n. Idaho'nun (ABD) başkenti
BOISE STATE UNIVERSITY : English Turkish
Boise Devlet Üniversitesi, Boise'de (Idaho, ABD) bulunan büyük bir devlet üniversitesi
BOISTEROUS : English Turkish
adj. gürültücü, şamatacı, taşkın, fırtınalı, sert (hava)
BOISTEROUSLY : English Turkish
adv. yüksek sesle, gürültüyle
BOISTEROUSNESS : English Turkish
n. taşkınlık, gürültücülük
BOITE : English Turkish
n. (Fransızca) gece kulübü, gece zamanı eğlencesi sağlayan yer, meyhane, müzikhol
BOK CHOY : English Turkish
Çin lahanası, kalın damarlı yaprakları ve hafif bir tadı olan lahana
BOKE : English Turkish
v. dürtüklemek, çimdiklemek, iteklemek; kusmak, öğürmek, istifra etmek
BOKHARA : English Turkish
n. Buhara, Özbekistan'da bir şehir ve bölge
BOKKEN : English Turkish
n. ilk olarak samurayların alıştırma yaparken gerçek kılıç yerine kullanmış oldukları ahşap kılıç
BOKMAKIERIE : English Turkish
n. örümcek kuşu familyasından sarı bir göğsü bulunan ötücü bir kuş (anavatanı güney Afrika'dır)
BOKU : English Turkish
n. çıplak elle çalınan kesik koni biçiminde bir davul türü
BOKUSAIGA : English Turkish
n. geleneksel siyah mürekkep kullanılarak yapılan Japon ressamlığı (Sanat)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani