Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
BOOM : English Turkish

interj. güm

BOOM : English Turkish

n. patlama sesi, patlama, bumba, derinden gelen ses; çıkış; canlanma, ani artış; vinç kolu, kamera kolu; yüzer kütüklerden oluşan engel, uğultu, seren,

BOOM : English Turkish

v. gümlemek, gürlemek, gümbürdemek; uğuldamak; gelişmek; fırlamak, çıkış yapmak; geliştirmek; artırmak

BOOM AND BUST : English Turkish

n. ani yükseliş ve düşüş

BOOM BOX : English Turkish

iki hoparlörü olan taşınabilir kaset veya CD çalar (Gayriresmî)

BOOM OUT : English Turkish

v. kalın sesle söylemek, gürleyerek söylemek

BOOM VANG : English Turkish

iskota halatı, kaldırma sırasında gümbürtüyü engellemek için kullanılan donanım (Denizcilik)

BOOMBOX : English Turkish

n. seyyar teyp, iki hoparlörü olan taşınabilir kaset veya CD çalar (Gayriresmî)

BOOMER : English Turkish

n. bumerang; gümbürtü sesi çıkaran kimse veya şey; hızlı ekonomik gelişme gösterilen dönem; moda, trend; göçmen, göçmen işçi

BOOMERANG : English Turkish

n. bumerang, geri tepen plân; aleyhe dönen durum

BOOMERANG : English Turkish

v. geri tepmek; aleyhe dönmek

BOOMING : English Turkish

adj. gelişen, gürleyen, ilerleyen

BOOMING : English Turkish

n. gürleme

BOOMING BUSINESS : English Turkish

patlayan iş hacmi, parlayan iş hacmi, zenginleşen iş hacmi, başarılı ticaret

BOOMING SOUND : English Turkish

n. gümbürtü

BOOMLET : English Turkish

n. şaşırtıcı ve yoğun ekonomik canlanmanın görüldüğü kısa dönem; doğum oranlarında küçük çaplı büyüme

BOOMTOWN : English Turkish

n. hızla gelişen şehir, ekonomisi ve nüfusu hızla gelişen kasaba

BOOMY : English Turkish

adj. ekonomik patlama ile ilgili, ekonomik canlanmaya özgü; ekonomik patlama özellikli, ekonomik canlanmayla şekillenmiş; tekrar üretilen sesin düşük perde tonları aşırı vurgulu olan

BOON : English Turkish

adj. neşeli

BOON : English Turkish

n. nimet, lütuf, rahatlık

BOON COMPANION : English Turkish

eğlence arkadaşı, yakın arkadaş

BOONDOCKS : English Turkish

n. taşra, geri kalmış bölge

BOONDOGGLE : English Turkish

n. gereksiz iş, sadece meşgul görünmek için yapılan gereksiz iş; hiçbir faydası olmayan faaliyet, lüzumsuz ve faydasız olan proje; siyasi destek sağlamak amacıyla finanse edilen kullanışsız hükümet projesi; erkek izcilerin boyun atkısı veya şapka kurdelesi olarak taktıkları örgülü şerit

BOONDOGGLE : English Turkish

v. atıklardan yaratmak; gereksiz işlerle uğraşmak; kandırmak, aldatmak, yanlış yola sevk etmeye çalışmak

BOONDOGGLER : English Turkish

n. gereksiz ve verimsiz faaliyetlerle uğraşan kimse