English Turkish
BRAKESMAN : English Turkish
n. frenci (tren)
BRAKING : English Turkish
n. frenleme
BRAKING DISTANCE : English Turkish
frenleme mesafesi, fren mesafesi, durma mesafesi, tam durmak amacıyla yavaşlamanın gerçekleştirilebilmesi için gerekli yavaşlama mesafesi
BRAKY : English Turkish
adj. çalılık
BRALESS : English Turkish
adj. sutyensiz, üstsüz
BRAM : English Turkish
n. bir ad
BRAMBLE : English Turkish
n. kaba diken, böğürtlen çalısı, çalılı funda
BRAMBLE ROSE : English Turkish
n. yabani sarmaşık gülü
BRAMBLING : English Turkish
n. dağ ispinozu, siyah ve beyaz bir gövdesi ile kırmızımsı bir döşü olan bir ispinoz türü (anavatanı Avrupa'dır)
BRAMBLY : English Turkish
adj. dikenli
BRAMLEY : English Turkish
n. pişirme amaçlı kullanılan yeşil kabuklu büyük bir İngiliz elması cinsi; bir soyadı
BRAN : English Turkish
n. kepek
BRAN BREAD : English Turkish
kepek (bir buğday türü) ekmeği, kepekli ekmek, kepekle yapılan ekmek
BRAN NEW : English Turkish
yepyeni, gıcır gıcır
BRANAGH : English Turkish
n. bir soyadı; Kenneth Branagh (1960 doğumlu), Britanyalı ünlü bir aktör ve film yönetmeni (Shakespeare oyunlarından yorumladığı filmleriyle ünlüdür)
BRANCARD : English Turkish
n. bir kimseyi taşımak için kullanılan sedye; at talaşı (Eski Kullanım)
BRANCH : English Turkish
adj. dal, şube, kol
BRANCH : English Turkish
n. dal; şube, kol, kol (bitki); sınıf; branş; dere, çay, göbek, soy ağacındaki yer
BRANCH : English Turkish
v. dal budak salmak, yayılmak, kollara ayrılmak, dallanmak
BRANCH DAVIDIANS : English Turkish
n. Davidçiler Kolu, Adventist kilisesi kökenli ve en iyi olarak 1993'te Waco'daki (Texas, ABD) toplantılarının ABD'li federal ajanları tarafından basılması, toplantı yerlerinin yerle bir edilmesi ve (liderleri David Koresh de dâhil) üyelerinden onlarcasının ölmesiyle hatırlanan yıkıcı bir dinî tarikat
BRANCH LINE : English Turkish
iltisak hattı, ana hatta bağlanan demiryolu hattı (doğrudan veya dolaylı olarak)
BRANCH MANAGER : English Turkish
şube müdürü, büyük bir bankanın çeşitli yerlerdeki şubelerinden birinin müdürü
BRANCH OFF : English Turkish
kollara ayrılmak
BRANCH OFFICE : English Turkish
şube
BRANCH OUT : English Turkish
dallanmak, dallanıp budaklanmak, gelişmek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani