Multilingual Turkish Dictionary English Turkish

BRIAN : English Turkish

n. bir erkek adı; bir soyadı

BRIAN MULRONEY : English Turkish

n. Martin Brian Mulroney (1939 doğumlu), Kanada'nın 18'inci Başbakanı (
1993)

BRIAN PINKERTON : English Turkish

n. WebCrawler® 'ın yaratıcısı Amerikalı

BRIAR : English Turkish

n. dikenli çalı, diken, çalı, yaban gülü, funda, süpürgeotu

BRIARY : English Turkish

n. diken tarlası, devedikeni alanı

BRIARY : English Turkish

adj. dikenli, iğne gibi batan, iğneli

BRIBABLE : English Turkish

adj. rüşvet verilebilir; satın alınabilir

BRIBE : English Turkish

n. rüşvet

BRIBE : English Turkish

v. rüşvet vermek, para yedirmek, ayartmak

BRIBEABLE : English Turkish

adj. rüşvetçi, rüşvet almaya meyilli

BRIBED : English Turkish

adj. rüşvet almış, rüşvetçi

BRIBEE : English Turkish

n. rüşvetçi, rüşvet kabul eden kimse

BRIBER : English Turkish

n. rüşvet veren, para yediren

BRIBERY : English Turkish

n. rüşvet, rüşvet verme

BRIBETAKER : English Turkish

n. rüşvetçi

BRIC A BRAC : English Turkish

n. antikalar, ufak süs eşyaları, biblolar

BRIC-A-BRAC : English Turkish

n. küçük dekoratif malzemeler, biblolar, küçük süsler

BRICABRAC : English Turkish

n. küçük biblolar, küçük dekoratif objeler (Fransızca)

BRICK : English Turkish

n. tuğla, iyi dost

BRICK : English Turkish

v. tuğla ile örmek

BRICK : English Turkish

adj. tuğladan yapılmış, tuğla

BRICK CHEESE : English Turkish

n. tuğla şeklinde tam yağlı inek sütünden yapılmış orta yumuşak Amerikan peyniri

BRICK COLOR : English Turkish

adj. kiremit rengi

BRICK COLORED : English Turkish

adj. kiremit rengi

BRICK FIELD : English Turkish

n. tuğla ocağı, tuğla harmanı, tuğla yapılan fabrika