Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
BUM AROUND : English Turkish

v. aylak aylak dolaşmak, aylaklık etmek

BUM BAG : English Turkish

n. (İngiliz İngilizcesi) bel çantası, kemer benzeri küçük bir kayışla bel etrafına bağlanan küçük kese

BUM STEER : English Turkish

n. yanlış bilgi

BUM-RUSH : English Turkish

v. çarpmak, barikatları aşmak, parçalanmak, zorla girmek; bir konserde çok kalabalık insan toplluluğu ile yüklenerek kapıları kırmak (Argo)

BUMBAG : English Turkish

n. (İngiliz İngilizcesi) bel çantası, kemer benzeri küçük bir kayışla bel etrafına bağlanan küçük kese

BUMBAILIFF : English Turkish

n. (İngiliz İngilizcesi) mübaşir, katip

BUMBERSHOOT : English Turkish

n. (komik Argo) şemsiye

BUMBLE : English Turkish

v. ayağı takılmak, tökezlemek, ağır ağır ilerlemek, yanısıra çekilmek; hata yapmak, gaf yapmak; kekelemek, gevelemek, kekeleyerek konuşmak

BUMBLE BEE : English Turkish

n. yabani eşşek arısı, çeşitli türdeki iri arıların her biri

BUMBLE PUPPY : English Turkish

n. tetherball, iki kişi tarafından dikey bir düzlemdeki bir noktaya iple asılı bir topla oynanan top oyunu türü (oyunun amacı ipe rakibinin zıt istikametinde vurarak ipi topun asılı olduğu kutbun etrafına sarmaktır)

BUMBLEBEE : English Turkish

n. yabanarısı, tüylü dev arı, hezen arısı

BUMBLEDOM : English Turkish

n. önemsiz memurluk

BUMBLER : English Turkish

n. pot kıran/çam deviren kimse, aptallıkla veya dikkatsizlikle yanlış yapan kimse; beceriksiz, herşeyi berbat eden kimse, işin içine eden kimse

BUMBLING : English Turkish

adj. sakar, beceriksiz; böbürlenen, kendini beğenmiş (bir Dickens romanındaki bir karakterden alınan)

BUMBO : English Turkish

n. soğuk meyve kokteyli

BUMBOAT : English Turkish

n. erzak ve malzeme taşımak için limanlarda kullanılan küçük tekne

BUMF : English Turkish

n. okunması veya imzalanması gereken belge

BUMFLUFF : English Turkish

n. genç bir erkeğin terleyen sakalları, genş bir erkeğin yüzünde büyüyen yumuşak kıl

BUMFODDER : English Turkish

n. evrak, okunması veya imzalanması gereken belge, tuvalet kağıdı (Argo)

BUMIPUTRA : English Turkish

n. Malezya yerlisi (Malezya'da kullanılan bir terim)

BUMKIN : English Turkish

n. bir gemiden dışarı doğru çıkıntı oluşturan kiriş/kalas (tahta payandaları, botları vb. iliştirmek için kullanılan), bumpkin

BUMMED : English Turkish

adj. cesareti kırılmış, hayal kırıklığına uğramış; karamsar, morali bozuk

BUMMED OUT : English Turkish

adj. cesareti kırılmış, yılmış, hayal kırıklığına uğramış; karamsar, morali bozuk

BUMMER : English Turkish

n. aylak, serseri, otlakçı

BUMP : English Turkish

n. çarpışma, çarpma, darbe, yumru, tümsek, sarsıntı, uçağın düzensiz devinimi