English Turkish
BUREAU OF THE CENSUS : English Turkish
Nüfus İdaresi, ABD Ticaret Bakanlığı'nın her 10 yılda bir nüfusu sayan bürosu (istatistiksel ve Kongre'de temsil edilme konuları amaçlı)
BUREAU OF VITAL STATISTICS : English Turkish
n. nüfus dairesi, nüfus memurluğu
BUREAUCRACY : English Turkish
n. bürokrasi, kırtasiyecilik, devlet memurları
BUREAUCRAT : English Turkish
n. bürokrat
BUREAUCRATESE : English Turkish
n. bürokratize, bürokratlarla alakalı ve büreokratlar tarafından kullanılan üstü kapalı ve dolambaçlı ifadelerle dolu resmi dil
BUREAUCRATIC : English Turkish
adj. bürokratik, bürokrasi ile ilgili
BUREAUCRATIC MAZE : English Turkish
ürokratik labirent, bürokrasi, yönetimsel prosedürler labirenti
BUREAUCRATIC PLOY : English Turkish
ürokratik girişim, hükümet manevrası, belirli bir amacı gerçekleştirmek için hükümet tasarısı
BUREAUCRATICALLY : English Turkish
adv. bürokrasi ve kırtasiyecilikle karakterize bir tarzda, karmaşık ve hantal bir biçimde
BUREAUCRATISATION : English Turkish
n. bürokratik olma yada bürokrasi yapma süreci (ayrıca bureaucratization)
BUREAUCRATISE : English Turkish
v. bürokratize etmek, bürokratik yapmak (ayrıca bürokratize)
BUREAUCRATISM : English Turkish
n. bürokratizm, bürokrasinin karakteristikleri (kurallar koyma, rutin olma, yaratıcılığın olmaması, çok sayıda katip/yazıcı, vb.)
BUREAUCRATIST : English Turkish
n. bürokratist, bürokrasi destekçisi, bürokrasiyi savunan kimse
BUREAUCRATIZATION : English Turkish
n. bürokratik olma yada bürokrasi yapma süreci (ayrıca bureaucratisation)
BUREAUCRATIZE : English Turkish
v. bürokratikleştirmek
BUREAUX : English Turkish
n. bürolar, çalışma masaları
BURET : English Turkish
n. test tüpü
BURETTE : English Turkish
n. cam tüp, büret
BURG : English Turkish
n. kasaba, bucak
BURGEE : English Turkish
n. kimlik tanımlaması için kullanılan küçük üçgen flama (genellikle yatlar tarafından)
BURGEON : English Turkish
v. tomurcuklanmak, filizlenmek, gelişmeye başlamak
BURGEON : English Turkish
n. tomurcuk, filiz
BURGEONING : English Turkish
n. tomurcuklanma, filizlenme; tomurcuk, filiz, sürgün
BURGEONING : English Turkish
adj. hızla yayılan; çabucak gelişen; tomurcuklanan, gelişmeye başlayan
BURGER : English Turkish
n. hamburger (Argo)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani