Multilingual Turkish Dictionary

French Turkish

French Turkish
OBÉLISQUE : French Turkish

[le] dikilitaş, obelisk

OBÉSITÉ : French Turkish

"[la] şişmanlık hastalığı; aşırı şişmanlık"

OCCASION : French Turkish

"[la] fırsat, vesile; etken, âmil; elden düşme mal; kelepir (mal) "

OCCASIONNEL : French Turkish

"elverişli kılan; rasgele, tesadüfen olan"

OCCASIONNER : French Turkish

meydan vermek, sebep olmak, vesile olmak, yol açmak

OCCIDENT : French Turkish

[le] batı

OCCIDENTAL : French Turkish

"batı+; batılı+ "

OCCIDENTALISER : French Turkish

atılılaştırmak

OCCIDENTALISME : French Turkish

[le] batı hayranlığı

OCCIPITAL : French Turkish

art kafayla ilgili

OCCIPUT : French Turkish

[le] başın arkası, artkafa

OCCLUSIF : French Turkish

kapayıcı, tıkayıcı

OCCLUSION : French Turkish

[la] tıkanma, kapanma

OCCLUSION INTESTINALE : French Turkish

ağırsak tıkanması

OCCULTE : French Turkish

gizli, el altından

OCCULTER : French Turkish

"örtmek, gölgelemek; kısmak; görünmez yapmak"

OCCUPANT : French Turkish

elinde tutan, işgal eden

OCCUPATION : French Turkish

"[la] iş; uğraşma, meşgale; işgal"

OCCUPER : French Turkish

"(yer\\zaman) tutmak; işgal etmek; ayırmak, ayırıp vermek; çalıştırmak "

OCCUPÉ : French Turkish

"çalışan, meşgul; (yer) dolu, tutulmuş; işgal edilmiş"

OCCURRENCE : French Turkish

"[la] rastlama, rastlantı, tesadüf; beklenmedik olay "

OCELLE : French Turkish

"[le] böcek gözü; iki renkli benek"

OCELLÉ : French Turkish

enekli

OCELOT : French Turkish

[le] benekli yabankedisi

OCRE : French Turkish

[la] aşıboyası