Ottoman Turkish
KINNESRİN : Ottoman Turkish
Şam diyârında bir mekân adı
KINNÎNE : Ottoman Turkish
Büyük şişe. * Şarap kabı
KINS : Ottoman Turkish
Her nesnenin aslı ve bitecek yeri
KINTAR : Ottoman Turkish
Belâ, meşakkat, zahmet
KINVE (KUNVE) : Ottoman Turkish
Koyunu döl için saklamak
KIPTİ : Ottoman Turkish
Avrupanın bazı cihetlerine Hintten gelerek yerleşen çingenelere verilmiş isim. Çingene
KIR'AV : Ottoman Turkish
Çorak tarla
KIRA : Ottoman Turkish
Konaklık etmek. * İhsan etmek
KIRA' : Ottoman Turkish
Cimâ etmek. * Sağlam, muhkem. * Şiddetli
KIRAAT : Ottoman Turkish
okuma
KIRAAT (KIRAET) : Ottoman Turkish
Okuma. Düzgün ve çabuk okuma. * Okuma kitabı. * Fık: Namazda Kur'an-ı Kerim'den bir miktar okumak.İnsan bir yazıyı ya kendi kendine yahut başkasına dinletmek üzere okur. Hususi mütâlaa nasıl olsa olur. Fakat dinletmekten maksad, anlatmak olduğu için o yolda okumanın dikkat edilecek bâzı noktaları vardır.Bir eser mensur ise onu okumağa Kırâet, manzum ise inşâd denir. Gerek kırâet, gerek inşâd: Mihânikî, mantıkî, bediî diye üçe ayrılır. (Bak: Bediî kıraet, İnşad, Mantıkî kıraet, Mihanikî kıraet)
KIRAAT-I SEB'A : Ottoman Turkish
"Kur'an-ı Kerim'i yedi türlü okuma tarzı. Mâna değişmemek üzere Kur'an-ı Kerim Kureyş, Huzeyl, Havâzin, Kinane, Sakif, Temim ve Yemen lehçeleriyle ""sırat, mâlik, cibril"" gibi kelimelerin yedi türlü okunmasına denir. * Yedi türlü okuma."
KIRAATEN : Ottoman Turkish
okumakla
KIRAATHANE : Ottoman Turkish
Müşterilerine gazete, mecmua ve kitap gibi şeyleri bulunduran geniş ve içi döşenmiş kahvehane
KIRAB : Ottoman Turkish
Kılıç veya bıçak kını
KIRAF : Ottoman Turkish
Cima etmek. * Karışmak
KIRAM : Ottoman Turkish
Nakışlı perde. * Duvara tutulan örtü. * Çarşaf
KIRAN : Ottoman Turkish
(C.: Kırânât) Yakınlık, mukarenet. * Ayrı iki şeyin birleşmesi. * İki gezegenin bir burçta bulunması
KIRAR : Ottoman Turkish
Davarın yaşını anlamak için dişine bakmak
KIRAT : Ottoman Turkish
Dirhemin onaltıda birini ifade eden eski bir ağırlık ölçüsü
KIRAV : Ottoman Turkish
çorak tarla
KIRAĞI : Ottoman Turkish
(Bak: Şebnem)
KIRBA : Ottoman Turkish
(C.: Kıreb-Kırebat) Saka tulumu. Deriden su kabı. * Tıb: Çocuklarda karın şişmesi. * Süt tulumuna da kırba denir. * 13 bin dirhemlik veya 32 okıyyelik bir kab
KIRBA : Ottoman Turkish
deri su kabı
KIRBAN : Ottoman Turkish
Yakınlık. * Cimadan kinâye olur
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani