Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
KIDEM : Ottoman Turkish

"Öncelik ve eskilik. * Evveli bulunmamak. Ezeli olmak. * Başkasından daha önce olmak. Zamanca daha evvelki olmak. Rütbece daha yüksek olmak. * Cenab-ı Hakkın ""Kıdem"" sıfatı, yâni; ebedî ve ezelî oluşu."

KIDEM : Ottoman Turkish

öncelik, öncesizlik

KIDEMEN : Ottoman Turkish

Kıdemce, kıdem yoluyla

KIDN : Ottoman Turkish

Havan. * Kadının mahfe içinde kendisi için koyup sakladığı giyim eşyası

KIDR : Ottoman Turkish

(C.: Kudur) Çömlek, tencere ve kazan gibi, yemek pişirmeye mahsus kaplar

KIDVE : Ottoman Turkish

İlimde ileri olup kendisine uyulan. Kendine itimad edilip ardınca gidilecek olan

KIFAR : Ottoman Turkish

Çöller. Susuz, otsuz yerler

KIFVE : Ottoman Turkish

Kuyruk. * Fuhuş sözle iftira etmek

KIHF : Ottoman Turkish

(C.: Akhâf) Kafatası. Beynin, içinde bulunduğu kafa kemiği

KIL Ü KAL : Ottoman Turkish

(I ve A, uzun okunur) Dedikodu

KIL' : Ottoman Turkish

(C.: Kılâ) Gemi kanadı. * Eyerde oturmayan kimse

KILA' : Ottoman Turkish

(Kal'a. C.) Surlar, kaleler, hisarlar

KILAA : Ottoman Turkish

Yelken

KILADE : Ottoman Turkish

Gerdanlık. Boyna takılan kıymetli şey. * Akarsu

KILAFET : Ottoman Turkish

Gemi ziftleme san'atı. Kalafatlık

KILAVUZ : Ottoman Turkish

Yol gösteren, rehber. * Vapurlara yol gösteren. * Bazı hayvan katarlarının önüne düşüp, onları sevkeden hayvan. * Eskiden evlenme işlerine vasıtalık eden kadınlar. * Düşman hakkında mâlumât edinmek için ordu hizmetinde kullanılan kişiler. * Okçuluk müsabakalarında ilk atılan ok

KILDE : Ottoman Turkish

Yağ tortusu

KILEVB : Ottoman Turkish

Kurt, zi'b

KILHIM : Ottoman Turkish

Yaşlı hayvan

KILKAL : Ottoman Turkish

Hareket ettirmek

KILKIL : Ottoman Turkish

Siyah tohumlu bir ot

KILLE(T) : Ottoman Turkish

Titremeğe benzer bir hâlet ki hiddet vaktinde ârız olur. * Azlık. Nâdirlik. Kıtlık

KILLET : Ottoman Turkish

azlık

KILLET-İ NUKUD : Ottoman Turkish

Para darlığı. Para sıkıntısı

KILLÎB : Ottoman Turkish

Eski kuyu. * Kurt