Ottoman Turkish
MAGTUS : Ottoman Turkish
Su, gaz veya hava gibi şeylerin içine batırılmış
MAGTUŞ : Ottoman Turkish
Karanlık yer
MAGUSE : Ottoman Turkish
Medet gelmek, yardım gelmek
MAGV : Ottoman Turkish
Kedi miyavlaması
MAGZ : Ottoman Turkish
Beyin. * Öz. İç. Lüb. İlik. * Dimağ
MAGZA : Ottoman Turkish
Maksad, gaye, meram, istek, arzu. * (C.: Magazi) Harb hikâyeleri. Muharebe ve gazaya ait hikayeler. * Savaş, muharebe, gaza, harb
MAGZAB : Ottoman Turkish
Gazap edecek yer
MAGZEBE : Ottoman Turkish
Hiddetlenme, öfkelenme, kızma. * Hiddet ve gazabı icâb ettiren şey
MAGZUB : Ottoman Turkish
(Bak: Magdub)
MAGŞİ : Ottoman Turkish
(Gaşy. den) Baygın. Gaşyolmuş. Kendinden geçmiş
MAGŞİYANE : Ottoman Turkish
f. Bayılmış gibi, baygıncasına
MAGŞİYY : Ottoman Turkish
Aklı gitmiş hayran kimse
MAGŞİYYEN : Ottoman Turkish
Bayılmış olarak, baygın bir halde
MAGŞİYYÜN ALEYH : Ottoman Turkish
Bayılmış, baygın
MAGŞUŞ : Ottoman Turkish
Katışık. Karışık. Saf olmayan
MAGŞUŞE : Ottoman Turkish
Gümüş ve bakır karışığı akçe
MAGŞUŞİYYET : Ottoman Turkish
Halis ve saf olmayış. Karışıklık
MAH : Ottoman Turkish
(Meh) f. Senenin onikide birisi. Yirmisekiz, yirmidokuz, otuz veya otuzbir günlük zaman. * Gökteki ay. Kamer
MAH : Ottoman Turkish
ay
MAH BE MAH : Ottoman Turkish
Aydan aya
MAH-İ TÂBÂN : Ottoman Turkish
(Meh-i tâbân) Parlayan ay. Parlak ay
MAHABİB : Ottoman Turkish
(Mahbub. C.) Sevilen ve muhabbet edilenler. Mahbublar
MAHABİR : Ottoman Turkish
(Mahber. C.) Mürekkep hokkaları
MAHABİS : Ottoman Turkish
(Mahbes. C.) Ceza evleri, zindanlar. Hapishaneler
MAHABİZ : Ottoman Turkish
(Mahbeze. C.) Ekmekçi fırınları
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani