Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
MAGFİRET-İ İLÂHİYE : Ottoman Turkish

Allah'ın mağfireti, affetmesi

MAGFUR : Ottoman Turkish

(Mağfur) Rahmetlik olmuş. Günahlarının afvı için kendine dua edilmiş olan. Allah'ın, kendisini affı için dua edilen ölmüş kimse

MAGİB : Ottoman Turkish

Kaybolma

MAGİN : Ottoman Turkish

Mazaryon otu

MAGİZ : Ottoman Turkish

İçinde ağaç bitmiş olan su birikintisi

MAGL : Ottoman Turkish

Yürek ağrısı, kalp ağrısı

MAGLAK : Ottoman Turkish

Kilitlenecek yer

MAGLATA : Ottoman Turkish

Mugalata. Boş ve mânasız söz. Zihin yanıltmak için söylenen saçma sapan söz

MAGLATA-İ VEHMİYYE : Ottoman Turkish

Vehmin, insanı yanıltmak için yanlışı doğru göstermesi

MAGLATA-İ ŞEYTANİYE : Ottoman Turkish

İnsanları aldatmak ve yoldan çıkarmak için söylenen karıştırıcı sözler. Şeytanın insan kalbine vesvese vermesi

MAGLE : Ottoman Turkish

Yılda iki kez doğuran koyun ve keçi

MAGLUB : Ottoman Turkish

(Mağlub) Yenilmiş. Kendisine galib gelinmiş. Yenilen kimse

MAGLUBANE : Ottoman Turkish

f. Mağlub olana yakışır surette. Yenilmiş bir kimseye uygun şekilde

MAGLUBİYYET : Ottoman Turkish

Yenilme. Bir kuvvetlinin idaresi altında bulunuş

MAGLUK : Ottoman Turkish

Kapalı. Kilitli

MAGLUL : Ottoman Turkish

Susuz kalmış. Su sıkıntısında bulunan. * Eli bağlı. Zincirle bağlanmış kimse. * Hapsedilmiş olan

MAGLUL-ÜL YED : Ottoman Turkish

Eli bağlı

MAGMA : Ottoman Turkish

yun. Jeo: Yanardağlardan çıkan hamur kıvamındaki yoğun madde

MAGMAG : Ottoman Turkish

Boğaz düdüğü. * Yemeği yağlı yapmak

MAGMAGA : Ottoman Turkish

Karışmak, ihtilat

MAGMAS : Ottoman Turkish

(C: Megâmıs) Çok fazla çukur olan yer

MAGMUM : Ottoman Turkish

Gamlı. Kederli. Tasalı. Sıkıntılı. * Bulutlu. Kapalı

MAGMUMİYET : Ottoman Turkish

Kederli, gamlı olma. * Hava bulutlu ve kapalı olma

MAGMUMÂNE : Ottoman Turkish

Kederlice. Gamlı olarak. * Mübhem olarak

MAGMUR : Ottoman Turkish

Şöhretsiz. Adı sanı silinmiş olan. * Harap. Yıkık