Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
MAHBUSÎN : Ottoman Turkish

(Mahbus. C.) Hapsolunmuş kimseler. Bir yere kapatılmış olanlar

MAHBUSÎN : Ottoman Turkish

hapsedilenler

MAHC : Ottoman Turkish

Cima etmek. * Kovayı azıcık çekip yine dolsun diye suya vurmak

MAHCAH : Ottoman Turkish

Lâyık olacak mevzi

MAHCER : Ottoman Turkish

Ev, hane. Hususi yer. * Göz çukuru

MAHCİR : Ottoman Turkish

(C: Mehâcir) Göz çukuru. * Gözün çevre yanı. Yüzde perde varken gözden ve etrafından görünen yerler. * Bahçe

MAHCUB : Ottoman Turkish

Utanan. Utangaç. * Perdeli, örtülü. Kapalı. * A'ma. * Yaşmak veya perde ile mestur olan

MAHCUBE : Ottoman Turkish

Namuslu ve utangaç kadın veya kız. Sıkılgan kadın. * Kapı ardına konulan ağaç

MAHCUBİYET : Ottoman Turkish

Utangaçlık, sıkılganlık, mahcubluk

MAHCUBÂNE : Ottoman Turkish

f. Utanarak, utanmış bir hâlde. Sıkılganlıkla

MAHCUC : Ottoman Turkish

Kasdolunmuş olan. * Çok gidilip gelinen. * Delil ve bürhanla isbat edilmiş olan. * Mekke-i Mükerreme'nin bir adı. * Kendi yerine hacca gidilmiş olan

MAHCUCUN ANH : Ottoman Turkish

(Bak: İhcac)

MAHCUR : Ottoman Turkish

(Hacr. den) Huk: Hacir altına alınmış, malını kullanmaktan men' edilmiş, hacredilmiş

MAHCUZ : Ottoman Turkish

(Hacz. den) Huk: Hacz edilmiş. Mahkeme kararıyla rehin altına alınmış

MAHCÛB : Ottoman Turkish

utangaç, sıkılgan

MAHCÛBİYET : Ottoman Turkish

utangaçlık

MAHCÛR : Ottoman Turkish

kısıtlı

MAHDEM : Ottoman Turkish

Baldırın köstek takacak yeri

MAHDU' : Ottoman Turkish

Hileye aldanmış olan. Kandırılmış kimse. * Boyun damarı kesilmiş kişi

MAHDUD : Ottoman Turkish

Dikeni kesilmiş ağaç

MAHDUDİYET : Ottoman Turkish

Sınırlılık. Darlık

MAHDUM : Ottoman Turkish

Oğul. Evlâd. * Kendisine hizmet olunan. Efendi

MAHDUM : Ottoman Turkish

oğul, kendisine hizmet edilen

MAHDUMİYET : Ottoman Turkish

Mahdumluk, oğulluk, evlâtlık. * Efendilik

MAHDUMİYET : Ottoman Turkish

mahdumluk