Ottoman Turkish
MANCINIK : Ottoman Turkish
Eskiden kale kuşatmalarında ağır taşlar fırlatmak için kullanılan, bir ucunda bir kepçe, öbür ucunda da bir karşı ağırlık bulunan kaldıraç biçiminde eski bir savaş âleti
MANCINIK : Ottoman Turkish
eski bir silah, taş atma aleti
MANDA : Ottoman Turkish
Fr. Kendini idare edemeyen bir memleket ahalisini başka bir yabancı devletin idare etmesi. * t. Camız denen hayvan. Kömüş
MANDA : Ottoman Turkish
sömürge, camız
MANDE : Ottoman Turkish
f. Kalmış, gitmemiş olan
MANDIRA : Ottoman Turkish
"yun. Süt ve süt ürünlerinin elde edildiği; süt veren hayvanların barındığı yer."
MANEN : Ottoman Turkish
Mânâca. Mânâ cihetiyle. Ruhca. Esasca. Bâtınen. İç varlık bakımından
MANEND : Ottoman Turkish
f. Benzer. Denk. Eş. Gibi
MANEND-İ BÎMİSAL : Ottoman Turkish
Misilsiz, benzersiz olan
MANEND-ÂBÂD : Ottoman Turkish
Ölümle kıyamet arasında geçen zaman
MANENDE : Ottoman Turkish
Benzeyen, mümâsil
MANEVİYYAT : Ottoman Turkish
Maddi olmayan kuvvet. Mânâ âlemine âit olanlar. Dinden, imândan, mukaddesât ve imândan gelen kuvvet (Her şeyi maddede arayanların akılları gözlerindedir. Göz ise, mâneviyatta kördür. H.)
MANEVİYYUN : Ottoman Turkish
Allah'a, dine, mukaddesata inanmış olanlar
MANEVRA : Ottoman Turkish
Fr. Bir makinenin, bir cihazın işleyişini düzenleme veya idare etme işi ve şekli. * Ask: Muharebede düşmanın savaş gücünü yok etmek maksadıyla eldeki askerî kuvvetlerin en te'sirli bir biçimde düzenlenmesini te'min eden bütün hareketler. * Barış zamanında kıt'alara ve kurmay hey'etlerine harptekilere benzer şartlar içinde eğitim sağlamak için yaptırılan hareket
MANEVRA : Ottoman Turkish
hareket kabiliyeti, harp oyunu
MANEVÎ : Ottoman Turkish
(Ma'nevi) Mânaya âit. Maddî olmayan. Mücerred. Ruhani
MANGA : Ottoman Turkish
Ask. Tek bir kumandanın kolaylıkla sevk ve idare edebileceği kadar erden kurulu küçük askerî birlik. (Yaklaşık olarak on erden kurulabilecek olan mangada birkaç makinalı tüfek veya tabanca ile avcı erleri bulunur.) * Savaş gemilerinde erlerin yattığı koğuş
MANİVELA : Ottoman Turkish
Ağır şeyleri çekmek ve kaldırmak için vasıtanın dönen merkezine bir ucu takılıp döndürülen kol
MANKEN : Ottoman Turkish
Fr. Elbiseleri prova veya teşhir etmek için terzilerin ve hazır elbise satıcılarının kullandığı tahtadan, kartondan, madenden vb. insan şekli
MANSAB : Ottoman Turkish
(Mınsab) Rütbe. (Bak: Mansıb)
MANSUB : Ottoman Turkish
Nasbolunmuş, me'muriyete konulmuş. * Konulmuş, dikilmiş. * Gr: Sonu fetha (üstün) kılınmış kelime. Meftuh olan
MANSUB : Ottoman Turkish
atanan
MANSUBÎN : Ottoman Turkish
(Mansub. C.) Memuriyette bulunanlar. Hizmette olanlar
MANSUR : Ottoman Turkish
Yardım edilen, yardım görmüş. * Gâlib, muzaffer. (Bak: Mensur)
MANSURİYYET : Ottoman Turkish
Allah'ın (C.C.) yardımıyla muvaffak ve muzaffer olma, başarma
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani