Ottoman Turkish
MAL-İ HULYA : Ottoman Turkish
f. Vesvese, kara sevdâ, kuruntu, boş hayaller
MAL-İ KARUN : Ottoman Turkish
Mc: Çok zengin
MAL-İ MAZMUN : Ottoman Turkish
Emânet olmayan mal
MAL-İ MENKUL : Ottoman Turkish
Taşınabilen ve nakledilebilen mal. (Arâzi ve binanın haricindekiler)
MAL-İ MİRÎ : Ottoman Turkish
Miri malı. Hükümete veya devlete ait mal
MAL-İ MÜTEKAVVİM : Ottoman Turkish
Huk: İki mânada kullanılır: Birisi, intifâı mübah olan şeydir. Diğeri, mâl-i mührez demektir. Meselâ, denizde iken balık gayr-i mütekavvim olup, tutmak ile ihraz olundukta, mâl-i mütekavvim olur. İntifâı mübah olmayan mal veya elde edilmemiş olan mal gayr-ı mütekavvimdir. Şirâ ile intifa' mübah olduğundan, mâl-i mütekavvimdir. (Ist.F.K.)
MAL-İ NÂTIK : Ottoman Turkish
Canlı mal. (At, deve, koyun gibi)
MAL-İ UHREVÎ : Ottoman Turkish
Âhiret için kazanılan sevap. Uhrevî mal
MAL-İ ZIMAR : Ottoman Turkish
"Bir kimsenin mâlik olduğu halde, onlardan faydalanması kabil olmayan; başka tabir ile, elinden çıkıp galib-i hale nazaran bir daha eline girmeleri umulmayan mallar."
MALAK : Ottoman Turkish
Manda yavrusu. Buzağı
MALAKELAM : Ottoman Turkish
Diyecek yok. Söz götürmez
MALAMAL : Ottoman Turkish
Çok dolu, lebâleb, ağzına kadar dolu
MALANİHAYE : Ottoman Turkish
Sonsuz, nihâyetsiz. Uçsuz bucaksız
MALARYA : Ottoman Turkish
ing. Sıtma
MALAYA'Nİ : Ottoman Turkish
(Mâlâyâni) Mânasız, faydasız, boş söz.(Elbette en bahtiyar odur ki, dünya için âhireti unutmasın, âhiretini dünyaya feda etmesin, hayat-ı ebediyesini hayat-ı dünyeviye için bozmasın, mâlâyani şeylerle ömrünü telef etmesin. Kendini misafir telâkki edip misafirhane sahibinin emirlerine göre hareket etsin. Selâmetle kabir kapısını açıp saâdet-i ebediyeye girsin. M.)
MALAYUTAK : Ottoman Turkish
Tâkat getirilmez, güç yetmez, dayanılmaz
MALAZ : Ottoman Turkish
Sürülmüş toprak. * Sular altında kalmış tarla
MALDAR : Ottoman Turkish
f. Malı mülkü çok olan. Zengin
MALDARÎ : Ottoman Turkish
Zenginlik, servet
MALE : Ottoman Turkish
f. Duvarcı malası
MALEMYEKÜN : Ottoman Turkish
Sözden ibâret
MALEZİM : Ottoman Turkish
(Mâlezime) Lüzumlu ve gerekli şey. Malzeme
MALİDE : Ottoman Turkish
f. Sürülmüş, sürmüş
MALİH : Ottoman Turkish
Tuzlu
MALİHULYA : Ottoman Turkish
(Bak: Mâl-i hulya)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani