Ottoman Turkish
NA-TEVAN : Ottoman Turkish
f. (Bak: Na-tuvan)
NA-TUVAN : Ottoman Turkish
(Nâtüvân) f. İktidarsız, zayıf, halsiz, kudretsiz, çâresiz
NA-TUVANÎ : Ottoman Turkish
f. Güçsüzlük, zayıflık, kuvvetsizlik
NA-TIRAŞ : Ottoman Turkish
f. Yontulmamış, tıraş olmamış, terbiye görmemiş. Ham, kaba
NA-YAB : Ottoman Turkish
f. Bulunmaz. * Benzeri olmaz. Nâdir. Ender
NA-YESTE : Ottoman Turkish
f. Lâyık olmıyan
NA-ZAD : Ottoman Turkish
(Na-zade) f. Doğmamış. * Olmayacak
NA-ÇAR : Ottoman Turkish
f. Çaresiz, elinden iş gelmeyen. Mecbur kalmış olan
NA-ÇARÎ : Ottoman Turkish
f. Çaresizlik
NA-ÇESPAN : Ottoman Turkish
f. Uygun ve yakışık olmıyan
NA-ÇİZÎ : Ottoman Turkish
f. Naçizlik, ehemmiyetsizlik, kıymetsizlik, değersizlik
NA-ÜMİD : Ottoman Turkish
f. Ümidsiz. Ümidi kırılmış
NA-ÜMİDÎ : Ottoman Turkish
f. Ümit kırıklığı, ümitsizlik, me'yusiyet
NA-ÜSTÜVAR : Ottoman Turkish
f. Dayanıksız, sağlam olmıyan. * Münasebetsiz
NA-ŞAD : Ottoman Turkish
f. Sevinçli olmayan, mahzun, tasalı, kederli
NA-ŞADÎ : Ottoman Turkish
f. Hüzünlü ve kederli oluş, gamlılık
NA-ŞAYESTE : Ottoman Turkish
f. Lâyık olmayan. Lâyık değil
NA-ŞİKİB : Ottoman Turkish
f. Sabırsız
NA-ŞİKİBÂNE : Ottoman Turkish
f. Sabırsızlıkla
NA-ŞİKİBÂNÎ : Ottoman Turkish
f. Sabırsızlık
NA-ŞİKİBÎ : Ottoman Turkish
f. Sabırsızlık
NA-ŞİNAS : Ottoman Turkish
f. Bilmez, câhil. * Tanımaz olan, tanımayan
NA-ŞİNİDE : Ottoman Turkish
f. Duyulmamış, işitilmemiş
NA-ŞİTA : Ottoman Turkish
f. Sabahtan beri hiç bir şey yememiş olma
NA-ŞÜKÜFTE : Ottoman Turkish
f. Açılmamış, taze
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani