Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
NAİB : Ottoman Turkish

Karga gibi çirkin sesli kuşların ötüşü

NAİB(E) : Ottoman Turkish

(Nevb. den) Vekil, birinin yerine geçen. * Şeriat hâkimi olan kadı vekili. * Nöbet bekleyen

NAİB-İ FÂİL : Ottoman Turkish

"Meçhul fiilin mevzuu olan kelime ki, harekesi merfu olur. (Küsirel kalemü: ""Kalem kırıldı"" cümlesinde "" kalem"", ""Naib-i fâil"" olmuş ve fâilin yerine geçmiştir.)"

NAİB-ÜL ÂM : Ottoman Turkish

Cumhuriyet müddei-i umumisi. Cumhuriyet savcısı

NAİCE : Ottoman Turkish

Yumuşak yer

NAİF : Ottoman Turkish

Zayıf, cılız

NAİK : Ottoman Turkish

Karga ötüşü veya horoz sesi. * Çobanın koyuna bağırması

NAİKAN : Ottoman Turkish

Cevzâ burcundan iki yıldız

NAİL(E) : Ottoman Turkish

Muradına eren, nâil olan, ele geçiren. Erişmiş

NAİLİYET : Ottoman Turkish

Ele geçirmek, murada ermek, elde etmek

NAİM : Ottoman Turkish

Taze, körpe. * Kılçıksız, yumuşak, kemiksiz. * Etli sebze

NAİME : Ottoman Turkish

Rahatlık içinde nazlı büyütülmüş kadın. * Yumuşak yapılı hayvancıklar

NAİMÂNE : Ottoman Turkish

f. Uyur gibi, uyuklayarak, uyurcasına

NAİMÎN : Ottoman Turkish

(Nâim. C.) Uyuyanlar, uykuda bulunanlar

NAİR : Ottoman Turkish

Haykıran, nâra atan. * Uzak. Irak, baid

NAİRE : Ottoman Turkish

(C.: Nevâir) Alev, ateş. * Hararet, sıcaklık

NAİYE : Ottoman Turkish

Ölüm haberi götüren, kötü haber veren

NAİZ : Ottoman Turkish

Kuvvetlendiren. Kaldıran

NAK : Ottoman Turkish

f. Nisbet edatı olarak kelimelere eklenir, sıfat meydana getirilir. Meselâ: Gam-nâk $
Gamlı, kederli

NAK' : Ottoman Turkish

(C: Nuk'-Enku) Su saklayacak yer. * Kuyu içinde olan su. * Deve kuşu avazı. * Feryâd etmek, bağırıp çağırmak. * Susuzluğu teskin etmek, susuzluğu gidermek. * Sıcak suda haşlama. * İlâç olarak çıkarılan su. * Suda ıslanma. * Toz

NAKA : Ottoman Turkish

(C.: Enkâ) Kumdan meydana gelmiş tepe

NAKA' : Ottoman Turkish

Temiz olma

NAKAİS : Ottoman Turkish

(Noksan. C.) Eksiklikler. Noksanlar

NAKAKA : Ottoman Turkish

Kurbağaların çağrışıp ötmeleri. * Tavuğun yumurtladığında ötüp gıdaklaması

NAKAL : Ottoman Turkish

Bir yerden naklolunduğunda bâki kalan ufak taşlar. * Devenin tabanına ârız olur bir hastalık