Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
NAKALE : Ottoman Turkish

(Nâkıl. C.) Haberciler, nakledenler

NAKARAT : Ottoman Turkish

(Nakra. C.) Durmadan tekrarlanan usandırıcı şeyler. * Edb: Şarkının belli yerlerinde tekrarlanan bestesi değişmeyen parça

NAKARE : Ottoman Turkish

f. Davul, kös. Dümbelek

NAKARÂT : Ottoman Turkish

tekrar

NAKAVE : Ottoman Turkish

Temizlik

NAKB : Ottoman Turkish

(C.: Enkâb) Delmek, delik açmak. * Girmek. * Dağ içindeki yol

NAKBA : Ottoman Turkish

Tabanı aşınmış deve

NAKD : Ottoman Turkish

(C?: Nukûd) Madeni para, akçe. * Bir şeyin bedelini peşinen ödemek. * Para olarak bulunan servet. * Vezin ve ayarı tamam olan para. * Bir şeye hırsızlamasına bakma. * Seçmek. * Saymak

NAKD : Ottoman Turkish

para

NAKD-İ CÂN : Ottoman Turkish

En kıymetli olan şey

NAKD-İ MEVCUD : Ottoman Turkish

Mevcud olan para, elde bulunan para

NAKDEN : Ottoman Turkish

Para olarak, peşin, elden

NAKDİNE : Ottoman Turkish

Hazır ve peşin para. * Kıymetli ve değerli mal

NAKDİNE-İ HAYAT : Ottoman Turkish

Hayatın kıymeti

NAKDÎ : Ottoman Turkish

Paraca, peşin para ile. Para ile alâkalı ve paraya müteallik

NAKF : Ottoman Turkish

(C: Nuküf-Enkâf) Başı dimağından yarmak. * Bakış, nazar

NAKH : Ottoman Turkish

Teftiş etmek, kontrol etmek

NAKİ : Ottoman Turkish

(Nakiye) Temiz, pâk. * Çok takvalı, temiz insan. * Has undan yapılmış beyaz ekmek

NAKİ' : Ottoman Turkish

(C.: Enkia) Kuru üzümü su içinde ıslatarak yapılan şarap. * İçinde hurma ıslatılan havuz. * Suyu çok olan kuyu. * Kandıran, kandırıcı

NAKİA : Ottoman Turkish

(C.: Nekâyi') Seferden gelen kimse için hazırlanan yemek. * Yağma edilen hayvanlardan taksimattan önce boğazladıkları deve ve koyun. * Damat için hazırlanan yemek. * Ziyafet

NAKİB : Ottoman Turkish

Vekil. Bir kavim veya kabilenin reisi veya vekili. Halkın hayırlısı. * En eski derviş veya dede. * Müfettiş

NAKİBE : Ottoman Turkish

Akıl. Nefs. * İnsan ruhu

NAKİD : Ottoman Turkish

(Bak: Nakd)

NAKİH : Ottoman Turkish

(Nekahet. den) Hastalıktan yeni kurtulmuş olup henüz zayıf olan kimse

NAKİHE : Ottoman Turkish

Nikâhlı kadın eş