Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
NAKVET : Ottoman Turkish

Bir şeyin seçkini.NAKZ
Bozmak. Çözmek. Kırmak. * Bir sözleşmeyi yok saymak. * Kalın bir şeridi çözüp dağıtmak. * Parmaklarda veya âzâda oynak yerler. * Kiriş. * Palan. Deri

NAKZ : Ottoman Turkish

(Nakazân) (C.: Nevâkız) Sıçramak. * Talep etmek, istemek

NAKZ : Ottoman Turkish

ozmak, bir hükmü yok saymak

NAKZ-I AHD : Ottoman Turkish

Anlaşmayı bozma, muâhede hükümlerini bozma. Verilen sözde durmama. (Nebz-i ahd da denir)

NAKZAN : Ottoman Turkish

(Nakzen) Bozarak, hükmü bozulmuş olarak

NAKZEYN : Ottoman Turkish

İki zıt, zıtlar. Birbirine muhalif iki şey

NAKÎB : Ottoman Turkish

vekil

NAKIBE : Ottoman Turkish

(C.: Nukab) Kişinin yan tarafında çıkan çıban

NAKID : Ottoman Turkish

Bir şeyin iyisini kötüsünden veya bozuğundan ayıran. * Tenkidci, ayarcı. Paranın kalbını anlayan. * Dinar, dirhem

NAKIF : Ottoman Turkish

Kırıcı, kıran. * Bakan, nâzır

NAKIH : Ottoman Turkish

(C.: Nukuh) Tam olarak iyileşip hastalıktan kurtulmayan

NAKIL : Ottoman Turkish

İleten, taşıyan, aktaran, nakleden. * Tercüme eden. * İşittiğini anlatan

NAKIL-I AHBAR : Ottoman Turkish

Haberler nakleden

NAKILE : Ottoman Turkish

Nakleden. * Cereyan geçiren

NAKILMECLİS : Ottoman Turkish

Söz taşıyan. Dedikoduculuk yapan. Gammaz

NAKIR : Ottoman Turkish

Nişana isabet eden ok

NAKIS : Ottoman Turkish

Ekşi şarap

NAKIS-UL İYAR : Ottoman Turkish

Ayarı bozuk

NAKISAT : Ottoman Turkish

(Nâkıs. C.) Nâkıslar. Noksanı olanlar. Eksiği bulunanlar

NAKISAT-ÜL AKL : Ottoman Turkish

Aklı kısa. * Mc: Kadın

NAKIYY : Ottoman Turkish

Pak, temiz, nazif

NAKIZ : Ottoman Turkish

(Nakz. dan) Bozan, bozucu

NAKIZEYN : Ottoman Turkish

iki zıt

NAKIŞ : Ottoman Turkish

süs, bezek

NAKŞ : Ottoman Turkish

Bir şeyi çeşitli renklerle boyamak. * Resim. * Tezyin etmek. * Bedene batmış dikeni çıkarmak. * Bir şeyin esasını araştırmak. * Yaymak. * Suda ıslanmış hurma. * İpekle, sırma ile işleme. * Mc: Hile