Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
NASÂYİH : Ottoman Turkish

nasihatlar, öğütler

NASÎH : Ottoman Turkish

öğütçü, nasihat eden

NASÎR : Ottoman Turkish

zafere ulaştıran

NASÛH : Ottoman Turkish

kesin, halis

NASI' : Ottoman Turkish

Her nesnenin hâlisi. * şiddetli beyaz olan

NASIBE : Ottoman Turkish

(Bk: Nasibe)

NASIF : Ottoman Turkish

Geo: Açıyı iki eşit parçaya bölen doğru. Açı ortayı

NASIFE : Ottoman Turkish

(C.: Nevâsıf) Su mecrası, su yolu

NASIH : Ottoman Turkish

(Bak: Nâsih)

NASIR : Ottoman Turkish

Yardımcı, yardım eden, nusret veren. Resül-i Ekrem'in (A.S.M.) bir ismi

NASIRÎN : Ottoman Turkish

(Nâsır. C.) Yardım edenler, yardımcılar

NAT' (NATA'-NIT') : Ottoman Turkish

(C.: Nütu'-Entâ') Sahtiyan döşek. * Zahir olmak, âşikâre olmak, görünmek

NAT'-I ZEMİN : Ottoman Turkish

Yer yüzü. Sath-ı Arz

NATAFAN : Ottoman Turkish

Suyun seyelân etmesi, akması

NATAFE : Ottoman Turkish

(C.: Nutuf) Küpe

NATAKTE : Ottoman Turkish

Söyledin. (mânasına karşısındakine hitabdır)

NATAKTE : Ottoman Turkish

söyledin

NATEF : Ottoman Turkish

Bulaşmak. * Fâsid olmak, bozulmak

NATES : Ottoman Turkish

(C.: Entâs) Üstad, âlim

NATFE : Ottoman Turkish

(Nıtfe)
Kabarcık. * Ufacık sivilce

NATH : Ottoman Turkish

Süsmek. Hayvanın, başı ile saldırması

NATİH : Ottoman Turkish

(Nâtıh)
(C: Nevâtıh) Sana karşı gelen hayvan. * Şiddetli emir

NATİHA : Ottoman Turkish

(C.: Netâyıh) Başka davar tarafından boynuzlanıp öldürülmüş olan davar

NATİŞ : Ottoman Turkish

Kuvvet ve hareket

NATM : Ottoman Turkish

Ulaştırmak, vardırmak