Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
NEVBENEV : Ottoman Turkish

f. Tâzeden tâzeye. Yeniden yeniye

NEVBER : Ottoman Turkish

f. Turfanda meyve. * Memeleri yeni belirmeye başlamış kız

NEVBET : Ottoman Turkish

Nöbet, sıra. Sıra ile görülen iş

NEVBET : Ottoman Turkish

nöbet, sıra

NEVBET-ZEN : Ottoman Turkish

f. Belirli vaktin geldiğini bildiren, nöbet çalan

NEVBETÎ : Ottoman Turkish

f. Mehter başı

NEVBÜNYAN : Ottoman Turkish

f. Yeni yapılı, yeni yapılmış

NEVBÜRİDE : Ottoman Turkish

f. Yeni koparılmış, yeni kesilmiş

NEVCAH : Ottoman Turkish

f. Bir makama veya memuriyete yeni geçmiş olan. * Tahta yeni oturmuş (padişah)

NEVCET : Ottoman Turkish

Fırtına

NEVCİVAN : Ottoman Turkish

f. Genç, delikanlı

NEVCİVAN : Ottoman Turkish

delikanlı

NEVCİVANÎ : Ottoman Turkish

Gençlik, delikanlılık

NEVDEL : Ottoman Turkish

Sarkık ve sülpük olmak

NEVE : Ottoman Turkish

Torun

NEVED : Ottoman Turkish

f. Doksan. 90

NEVEND : Ottoman Turkish

(Nevende) f. Postacı. Atlı postacı. * Hızlı giden at

NEVERD : Ottoman Turkish

f. Dönen, gezen, dolaşan

NEVESAN : Ottoman Turkish

Kımıldama, hareket etme

NEVEY : Ottoman Turkish

(Nevât. C.) Çekirdekler

NEVEYAT : Ottoman Turkish

(Nevâ) Nüveler, çekirdekler

NEVF : Ottoman Turkish

(C.: Envâf) Hörgüç. * Uzun ve yüksek olmak

NEVFEL : Ottoman Turkish

Deniz, derya, bahr. * Atâsı çok olan kişi. Çok bahşiş dağıtan

NEVFELE : Ottoman Turkish

Tuzluk

NEVFER : Ottoman Turkish

Nilüfer çiçeği