Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
NEVALE-ÇİN : Ottoman Turkish

f. Yiyecek toplayan, kısmetini alan

NEVAMİS : Ottoman Turkish

(Namus. C.) Namuslar, kanunlar, şeriatlar. (Bak: Desâtir)

NEVAMİS-İ İLÂHİYE : Ottoman Turkish

İlâhî kanunlar. (Bak: Şeriat-ı fıtriye)

NEVAR : Ottoman Turkish

(C.: Niver) Ürkmek, korkmak

NEVASİ : Ottoman Turkish

(Nâsiye. C.) Alınlar. * Bir topluluğun ileri gelenleri. Ulular

NEVAT : Ottoman Turkish

Çekirdek, hurma çekirdeği. * Yirmi veya on adet. * Bir veya on okka altın. Beş dirhem altın. * Düşman

NEVATİ : Ottoman Turkish

(Nevtî. C.) Gemiciler

NEVATİR : Ottoman Turkish

(Nâtur. C.) Hamam hademeleri. * Bostan bekçileri

NEVATIH : Ottoman Turkish

şiddetler

NEVATIR : Ottoman Turkish

Kirişi kesik olan yay

NEVAYE : Ottoman Turkish

Devenin semiz olması

NEVAZ : Ottoman Turkish

f. Okşayıcı, taltif edici, iyi edici. (Bak: Nüvaz)

NEVAZENDE : Ottoman Turkish

f. Okşayan, okşayıcı

NEVAZİL : Ottoman Turkish

Nezleler. * Hâdiseler. Belâlar

NEVAZİŞ : Ottoman Turkish

(Nüvaziş) f. Okşayış, iltifat

NEVAZİŞGÂR : Ottoman Turkish

f. Gönül alan, okşayan. İltifat eden

NEVAZİŞGÂRANE : Ottoman Turkish

f. Gönül alarak, okşayarak, iltifat ederek

NEVAZIC : Ottoman Turkish

(Nâzıc. C.) Kıvama gelmişler, olgunlaşmışlar

NEVAÎ : Ottoman Turkish

f. Ahenkle, makamla ilgili

NEVB : Ottoman Turkish

Yakınlık. * İsabet

NEVBAHAR : Ottoman Turkish

f. İlkbahar

NEVBAHAR-I ÖMR : Ottoman Turkish

Ömrün ilkbaharı

NEVBAHARÎ : Ottoman Turkish

f. İlkbaharla ilgili

NEVBAVE : Ottoman Turkish

f. Yeni yeşillik. * Turfanda yemiş. * Hediye, armağan

NEVBE : Ottoman Turkish

(C.: Nüveb) Nöbet