Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
NÜSHA : Ottoman Turkish

(C.: Nüsah) Yazılı şey. Yazılı bir şeyden çıkarılan suret. * Muska, duâlı kâğıt. * Gazete ve dergilerde (sayı)

NÜSHA : Ottoman Turkish

dualı kağıt, sahife, yazılı şey

NÜSHA-İ KÜBRA : Ottoman Turkish

Büyük sahife. Kâinat, dünya, çok manayı ifade eden âlem

NÜSHA-İ SUĞRA : Ottoman Turkish

Küçük sahife, küçük nüsha. Küçük mâna ifade eden, küçük mahluk, âlemin küçük bir nüshası mânasında insan

NÜSHATEYN : Ottoman Turkish

İki nüsha

NÜSU' : Ottoman Turkish

Diş etlerinin sıyrılarak dişlerin meydana çıkması

NÜSUL : Ottoman Turkish

Tüy dökme

NÜSUR : Ottoman Turkish

(Nesr. C.) Kartallar. Akbabalar (kuş)

NÜSÛC : Ottoman Turkish

dokumalar

NÜSÜK : Ottoman Turkish

(Nüsk) Allah için ibadet etmek

NÜSÜSE : Ottoman Turkish

Kurumak

NÜTAC : Ottoman Turkish

Doğurmak. * Gebe devenin karnındaki yükü

NÜTU : Ottoman Turkish

Yumru, çıkıntı. * Yumruluk

NÜTUC : Ottoman Turkish

Doğurucu hayvan. * Doğurması yakın olan

NÜUB : Ottoman Turkish

Seri seyir

NÜUME : Ottoman Turkish

Yumuşaklık

NÜUT : Ottoman Turkish

(Bak: Nuut)

NÜV' : Ottoman Turkish

Açlık

NÜVAH : Ottoman Turkish

Ölü için sesle ağlama

NÜVAHT : Ottoman Turkish

f. Çalgı çalma

NÜVAT : Ottoman Turkish

(Nüve. C.) Nüveler, çekirdekler

NÜVAT : Ottoman Turkish

nüveler, çekirdekler

NÜVATÎ : Ottoman Turkish

(C.: Nüvâta) Gemici, mellah

NÜVAZ : Ottoman Turkish

"f. ""Okşayıcı, taltif edici, iyi edici"" mânâsına kelimenin sonuna gelebilir."

NÜVAZ : Ottoman Turkish

okşayıcı