Ottoman Turkish
RAHAH : Ottoman Turkish
Davanın tırnağının geniş ve büyük olması
RAHAL : Ottoman Turkish
(C.: Rihâl) Semer. Palan
RAHAMET : Ottoman Turkish
Rahim hastalığı
RAHASA : Ottoman Turkish
Yumuşaklık
RAHAT : Ottoman Turkish
Üzüntüsüz, tasasız, kedersiz bir halde olmak. İstediği her şeyi bulup telâşsız olmak. Müsterih. * Dinlenmek. * El ayası
RAHAT : Ottoman Turkish
sıkıntısız, üzüntüsüzlük
RAHAT-EFZA : Ottoman Turkish
f. Rahat arttıran
RAHAT-NİŞİN : Ottoman Turkish
f. Rahat eden, rahat oturan
RAHAT-I DİL : Ottoman Turkish
Gönül rahatı
RAHCEN : Ottoman Turkish
Ağırlık, sıklet. * Meyletmek, eğilmek, yönelmek
RAHDAN : Ottoman Turkish
f. Yol bilen
RAHE : Ottoman Turkish
Avuç içi, el ayası
RAHF(E) : Ottoman Turkish
Kaymak. * Elde durmaz derecede sıvı olan hamur
RAHİ : Ottoman Turkish
Rahat yürüyüşlü binek. * Sâkin, rahat
RAHİB : Ottoman Turkish
Kendisinden korkulan şey. Korkulu
RAHİB-ÜR RÂHE : Ottoman Turkish
Cömert, eli geniş
RAHİBAN : Ottoman Turkish
(Râhib. C.) Râhibler. Keşişler
RAHİBE : Ottoman Turkish
Kadın rahib
RAHİH : Ottoman Turkish
Yumuşak, sulu balçık
RAHİK : Ottoman Turkish
Safi şarap, Cennet şarabı
RAHİL : Ottoman Turkish
"(C.: Ruhal-Rihâl) Dişi olan koyun kuzusu. (Erkeğine ""hamel"" derler.)"
RAHİLE : Ottoman Turkish
Yük hayvanı. * Yük getiren deve. * Topluluk, kafile. * Üzerine binilen deve
RAHİLEZEN : Ottoman Turkish
f. Yük hayvanını süren
RAHİM : Ottoman Turkish
(Rahm. dan) Rahmet edici, acıyan, merhamet eden
RAHİM : Ottoman Turkish
döl yatağı, akrabalık
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani