Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
RATIB : Ottoman Turkish

Islak, nemli, çok yaş, rütübetli. Tâze

RATIK : Ottoman Turkish

Bir şeyin yarığını bitiştiren, yırtığını kavuşturup birleştiren

RAUF : Ottoman Turkish

acıyan ve esirgeyen, Allah

RAUFE : Ottoman Turkish

Kuyuyu temizleyen kişinin üzerine oturması için kuyunun dibine konan taş. * Davarlarını sulayan veya su içen kimselerin oturması için kuyunun kenarına konan taş

RAUK : Ottoman Turkish

Süt süzeği

RAUM : Ottoman Turkish

Burnundan sümükleri akan zayıf hasta koyun

RAUS : Ottoman Turkish

İhtiyarlıktan dolayı başını titreten kişi

RAV' : Ottoman Turkish

Ürkmek, korku, halecan. Hareket-i nefsaniye. Havf

RAVH : Ottoman Turkish

Rahatlık. Rahmet ve kolaylık. * Serin serin esen rüzgârın vücuda dokunmasiyle verdiği serinlik ve sefa. * Koklamak

RAVH : Ottoman Turkish

ahatlık

RAVHULLAH : Ottoman Turkish

Allah'ın verdiği rahatlık

RAVİ : Ottoman Turkish

Rivayet eden. İnsanlara haberleri nakleden. * Hadis nakleden. * Söyleyen, anlatan

RAVİ-İ HADİS : Ottoman Turkish

Hadis rivayet eden

RAVİ-İ KISSA : Ottoman Turkish

Bir hâdiseyi hikâye eden. Hikâye anlatan

RAVİYAN : Ottoman Turkish

(Râvi. C.) Rivayet edenler. Hikâye anlatanlar

RAVİYE : Ottoman Turkish

Su taşıyan hayvan

RAVUK : Ottoman Turkish

Süzek, süzgeç

RAVVAH : Ottoman Turkish

Rahat ettirmek. (Bak: Ravh)RAVZ
Bahçeler. Ağaçlık ve çimenlik yerler

RAVZA : Ottoman Turkish

Sulu yer, bahçe, bostan, çimenlik yer

RAVZA : Ottoman Turkish

ahçe

RAVZA-İ CİNÂN : Ottoman Turkish

Cennet bahçeleri. Cennetlere giden yol

RAVZA-İ MUTAHHARA : Ottoman Turkish

Fahr-i Kâinat Aleyhi Efdal-üs-Salavat ve Efdal-üt-tahiyyât Efendimizin Kabr-i Şerifiyle Minberin arasındaki saha

RAVZA-İ RIDVÂN : Ottoman Turkish

Cennet

RAVZAİMUTAHHARA : Ottoman Turkish

Peygamberimizin pak ve mübarek kabri

RAVZAT : Ottoman Turkish

(Ravza. C.) Bahçeler. Çimenlik ve ağaçlık yerler